Motosiklet Dolmuşçuluğundan Akrobasiye Uzanan Tarihi Yolculuk: Efsane 55 Bekir AKÇA

20 Haziran 1949 yılında Samsun’un Bafra İlçesinde doğan Bekir Akça, 1954 yılında baba mesleği olan motosiklet dolmuşçuluğundan etkilenerek motosiklet tutkusu ile tanışıyor. 1964 yılında ilk akrobasi gösterisini gerçekleştiren Akça; “1964 yılında Bafra panayırında ilk gösterimi gerçekleştirdim. 2014 yılına kadar yaklaşık 50 yıldır motosiklet cambazlığı yaptım.” diyor. Günümüzde motosiklet tamirciliği ile hayatını sürdürdüğünü söyleyen Akça, aile boyu motosiklet tutkusu beslediklerini aktarıyor.

 

“Motosiklet tutkum babamın motosiklet dolmuşçuluğu yıllarına dayanmaktadır.”

 

Motosiklet tutkusunun 1954 model Jawa marka motosikletler ile başladığını vurgulayan Bekir Akça; “ Babamın 1954 yılında 54 model Jawa’sı vardı. Motosiklet tutkusu başka bir tutkudur. Babam biz küçükken her motosiklete bindiğinde onu ilgi ile takip ederdim. Motosiklet tutkum ise babamın motosiklet dolmuşçuluğu yıllarına dayanmaktadır. Motosiklet hayranlığımda buradan gelmektedir. 1964 yılında ise bu tutku bir sevdaya dönüştü.” İfadelerini kullanıyor. Jawa marka motosikletlerin bir kültürü ve bir nesli ifade ettiğini anlatan Akça, bu motosiklet hayranlarına “Jawa’cı” diye hitap edildiğini belirtiyor.

 

Türkiye’nin çeşitli illerinde akrobasi gösterileri yaptı.

 

50 yıllık cambazlık mesleği süresince Türkiye’nin birçok ilinde motosiklet gösterileri yaptığının altını çizen Akça, mesleğini kaza atlatmadan noktaladığını belirtiyor. Akça: “Motosiklet cambazlığı süresince Türkiye’nin birçok ilinde bulundum. Neredeyse ülkemizdeki tüm illerde motosiklet gösterileri gerçekleştirdim. Kayseri,Antalya, İstanbul, Samsun gibi illerin panayır ve fuar alanlarında uzun süren gösteriler gerçekleştirdim. Hayatımın büyük çoğunluğu yazları gösteriler ile geçerken, kışları ise motosiklet tamirciliği ile devam ediyordu.” şeklinde konuşuyor. Üç oğlu olduğunu aktaran Bekir Akça, iki oğlunun da motosikletçi olduğunu söylüyor.

 

Cambazlığa veda 2005 yılında başladı.

 

Efsane 55 Ölüm Akrobatları ekibini oğlu ile birlikte sürdürdüğünü açıklayan Akça; “2014 yılında cambazlığa veda etmeden yaklaşık 20 yıl oğlum Tahir Akça ile bu mesleği sürdürdüm. Bu mesleğe başlamadan önce gösterileri hobi amaçlı gelir gözetmeksizin gerçekleştiriyorduk. Bir süre sonra adımın duyulmasıyla birlikte şehir panayır ve fuar alanlarında ücretli gösteriler yapmaya başladım.  Oğlumun da bize katılması ile birlikte hayatımızın büyük bir bölümü yollarda geçiyordu. Dolayısıyla kazandığımızı yollarda harcamaya başlamıştık. 2005 yılından sonra gösterilerin büyük maliyet yükünden dolayı motosiklet cambazlığından yavaş yavaş kopmaya başladık.” diye konuşuyor.

 

“2014 yılında geçirdiğim bir rahatsızlık sonucu motosiklet cambazlığını bıraktım”

 

Yaptığı gösterilerle bir kültür haline gelen ölüm akrobatları efsane 55 ekibi, 2014 yılında ekip öncüsü Bekir Akça’nın sağlık problemleri ve maddi sıkıntılar neticesinde gösterilerini durduruyor. 2005 yılından gelen maddi olanaksızlıkların 2014 yılında sağlık problemleri ile birleşmesinden sonra cambazlığa veda etmek zorunda kaldığını ifade eden Akça; “2005 yılında gösteri maliyetlerinin artması neticesinde ve 2014 yılında geçirdiğim rahatsızlıklardan sonra motosiklet cambazlığını sonlandırmak zorunda kaldım. 50 yıl süren motosiklet tutkumu şimdilerde motosiklet tamirciliği ile gidermeye çalışıyorum. Biri Samsun diğeri Bafra’da olmak üzere iki tane tamirhanemiz var. Oğullarım işletiyorlar. Ben ise ikisi arasında onlara destek olarak bu tutkumu gidermeye çalışıyorum.” diye ifade ediyor.  Motosiklet cambazlığı noktasında son neslin oğlu Tahir Akça ve kendisi olduğunu söyleyen Cambaz Akça, Türkiye’de gösteri yapan başka cambaz kalmadığını anlatıyor. Akça sözlerini şöyle sonlandırıyor; “Cambazlık yaptığım sırada bu işi gelecek nesillere aktarmayı çok istedim. Ancak bunu gerçekleştiremedik. Artık ülkemizde başka motosiklet cambazı kalmadı. Gösteriler yapılmıyor. Bu noktada eğer cambazlığa hevesi olan gençler olursa onlara yardımcı olmayı ve motosiklet cambazlığını gelecek nesillere aktarmayı çok istiyorum.”

Haber-Fotoğraf: Buse TEMİRCAN