“Her hafta sonu dağları aşıp, Zilan’a ulaşıyordum”

 Karabük Üniversitesi Tarih bölümü mezunu olan ve 5 seneden beri Daldere bölgesinde ücretli öğretmenlik yapan Cihan Yakut (32), Daldere mahallesine bağlı Kardeşler köyüne görevlendirilmeden önce çalıştığı Doruklu mezrasında yaşayan öğrencisi Zilan Patır’a gönüllü olarak okuma yazma öğretmek için hafta sonları dağ yolunu kullanarak 5 km yol katetti. Yakut: “Normal şartlarda tek öğrencisi olan okulları açmıyorlardı. Milli Eğitim Bakanımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün çabaları sonucu Zilan’a öğretmen gönderildi. Yeni bir öğretmen gelene kadar Zilan’a ders vermek için gittim. Her hafta sonu dağları aşıp Zilan’a ulaşıyordum. Bu da beni çok mutlu ediyordu, iyi ki de gitmişim. Bu hikâyenin baş kahramanlarından biri olduğum için çok mutluyum. Öğretmen arkadaşlarım, şartlar ne kadar zor olursa olsun o çocukların gözündeki umuda iyi baksınlar ve pes etmesinler.” diyor.

Daldere bölgesinde görev yapmanın zorlukları nelerdir?

Daldere bölgesi Van’ın en kırsal ve en tehlikeli bölgesidir. Burada öğretmen olmak başlı başına bir zorluk internet yok, şebeke yok, yollar kışın kapanır, sık sık elektrik kesintisi olur. Canın bir şey çekse bakkal yok. Ekmeğini sağ olsun köylüler vermese açsın, okulun hem müdürü hem öğretmeni hem hademesi olmak zorundasın. Buradaki çocuklar şehirdeki çocuklara benzemiyorlar, ödevlerini bile el ile yazmak zorunda kalıyorsunuz. Ben artık alıştım sabah saat 06.00 gibi uyanır önce çocukların sobasını yakarım, evimi temizledikten sonra kahvaltımı hazırlayıp yerim. Saat 08.00’ de ders başı yaparız. Saat 12.00’ de öğle arası veririz saat 15.00 gibi de dersimiz biter. Çocuklar eve gidince ben de tepelere çıkıp şebeke ararım, her gün böyle geçer. Fakat ilkbahar olunca buralar çok güzel olur, her ders bitiminde gider kırlarda dolaşırım. Tek başıma kala kala yemek yapmayı da öğrendim tatlı çeşitleri bile öğrendim. Bir de tek kalınca insan daha da güçleniyor mücadeleci ruhu daha da kuvvetleniyor.

“Sözümde durdum”

Önceden görev yaptığınız mezrada yaşayan öğrenciniz Zilan Patır için yaptığınız fedakarlıklardan bahseder misiniz?

Geçen sene Zilan’ın bulunduğu Doruklu mezrasında görev yapmıştım. İki sene o köyde kaldım. Zilan ana sınıfına gidiyordu. Orada bulunan öğrencilerimi mezun ettikten sonra Zilan tek kalmıştı. Beni de aynı bölgede bulunan ama uzak olan başka bir köye verdiler. Ben Doruklu’da kalan eşyalarımı almaya gidince arabadan iner inmez Zilan koşarak öğretmenim geldi diye sarıldı. İlk başta başka köye gideceğimi diyemedim fakat eşyalarımı arabaya taşırken baktım kenarda oturup ağlıyordu. Ben de yanına gittim ve yol ne kadar uzak olursa olsun hafta sonu gelip sana ders vereceğim diye söz verdim. Bunu duyunca annesinin yanına koşup öğretmenim bana hafta sonu ders vermeye gelecek biliyor musun diye heyecanla anlattı. İlk hafta sonundan itibaren Zilan’a ders vermek için gittim. Ta ki yeni bir öğretmen gelene kadar. Ben sözümde durdum ve gittim. Her hafta sonu dağları aşıp Zilan’a ulaşıyordum. Bu da beni çok mutlu ediyordu, iyi ki de gitmişim. Bu hikâyenin baş kahramanlarından biri olduğum için çok mutluyum. Normal şartlarda tek öğrencisi olan okulları açmıyorlardı. Milli Eğitim Bakanımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün çabaları sonucu Zilan’a öğretmen gönderildi bu benim için en büyük katkı. İsmini bilemediğim onlarca kişi ülkenin farklı yerlerinden arayıp yardım talep ettiler. İzmirli bir teyzemiz Zilan’a bir tablet gönderdi, Muğla’dan da bir abimiz kışlık elbise gönderecek ve daha niceleri... Bundan daha güzel bir mutluluk var mı?

“Kızılay gönüllüsüyüm”

Zorlu coğrafyada görev yapan bir öğretmen olarak başka projeleriniz var mı? Son olarak neler eklemek istersiniz?

Ben aynı zamanda bir Kızılay gönüllüsüyüm. Bu bölgedeki durumu iyi olmayan vatandaşlarımıza gıda, kıyafet yardımı çıkartıyoruz. Van Gevaş İlçe Kızılay Başkanımız Seferi Baybure bu konuda oldukça hassas davranmakta. Kızılay ailesinin bir parçası olduğum için çok mutluyum. Bir projemiz daha var. O da bu bölgeye bir ortaokul yaptırabilmek. Her vatandaşın şiarı İstiklal Marşı’nın şu dizeleri olmalı: ‘Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.’ Öğretmen arkadaşlarıma şu tavsiyelerde bulunabilirim: ‘Şartlar ne kadar zor olursa olsun o çocukların gözündeki umuda iyi baksınlar ve pes etmesinler. Unutmasınlar ki, sevgi her şeyin üstesinden gelir. Dünyadaki en büyük silah sevgidir. Bunu da eğitimle taçlandırdığın zaman ortaya muazzam bir şey çıkıyor. Bizlere düşen görev sevgiyle birbirimize kenetlenmek olacaktır.’