“Geleceğin diplomatlarına, en az bir yabancı dili iyi öğrenmelerini ve bu konuda çaba harcamalarını öneriyorum.” Meslek Sohbetleri: Diplomasi Mesleği

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde doğan Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünden mezun oluyor. Takiben, Strasburg Üniversitesi’nde AB araştırmaları ve İngiltere’de London School of Economics’te AB Ekonomi Yüksek Lisansı yapıyor. Kaymakcı ayrıca, Avrupa Koleji’nde (College of Europe-Brugge) AB Politikaları Yüksek Lisansını tamamlıyor. Diplomasi mesleğini, ulusların kaderini belirleyen bir meslek olarak tanımlayan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Faruk Kaymakcı: “Diplomasi mesleği, tarih boyunca devletlerin ulusal çıkarlarının korunmasında ve hatta ulusların kaderlerinin tayin edilmesinde belirleyici bir rol oynamış önemli bir meslektir.” ifadelerini kullanıyor. Yıllar içerisinde gelişen uluslararası ilişkilerin diplomasi mesleğine daha büyük kapsam kazandırdığının altını çizen Büyükelçi Kaymakcı, diplomasi mesleğini icra edecek bireylerin daha kapsamlı bir uzmanlık çerçevesi içerisinde yetiştirilmesi gerektiğini vurguluyor.

“Yabancı dile hâkim ve özgüvenli diplomatlar olmalarını bekliyoruz.”

Gelecekte diplomasi mesleğine adım atacak meslek mensuplarına tavsiyelerde bulunan Bakan Yardımcısı Büyükelçi Faruk Kaymakcı: “Genç diplomatlarımızdan; Türkiye’nin dünyadaki artan görünürlüğüne, aktif dış politikasına, yeni meydan okumalara ve hızla değişen dengelere ayak uydurabilen, değişimleri öngörüyle analiz edebilen, muhakeme kabiliyeti yüksek, ülkesini ve kültürünü tanıyan, aktif, donanımlı, yabancı dile hâkim ve özgüvenli diplomatlar olmalarını bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Avrupa Birliği Başkanlığı olarak eğitim programlarına destek verdiklerini aktaran Kaymakcı, “Avrupa Koleji Yüksek Lisans Programı” ile geleceğin Türk “Avrokratlarını” yetiştirmeyi amaçladıklarını dile getiriyor. Ayrıca dışişlerinde kariyer yapmak isteyen gençlerimize de seslenen Büyükelçi Faruk Kaymakcı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Dışişleri Bakanlığında kariyer memuriyeti üç gruba ayrılır. Bunlar; Meslek Memurluğu statüsü, Konsolosluk ve İhtisas Memurluğu statüsü ve son olarak belli alanlarda (enerji, su, hukuk vb.)  Uzmanlık/Müşavirlik statüsüdür. Her üç grup mesleğe de Dışişleri Bakanlığının açtığı yazılı sınav ve akabinde mülakat ile girilir. Dışişleri Bakanlığında, yaklaşık kırk yıllık bir meslek hayatının üçte ikiye varan bölümü dış temsilciliklerde (Büyükelçilik, Daimi Temsilcilik, Başkonsolosluk) geçer. Bu süreçte, ortalama 6-7 ülke tayini yapılır. Fedakârlık isteyen, ancak bir o kadar da meslek tatmini sağlayan bir meslektir.”

“Dışişleri Bakanlığı’nda kariyer yapmaya davet ediyorum.”

Diplomasi mesleği ile ilgilenen gençlere en az bir yabancı dili en iyi derecede öğrenmeleri gerektiğine vurgu yapan AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı: “Diplomasi kariyeri yapmak, genç yaşta sorumluluk üstlenerek Türkiye’yi yurtdışında temsil etmek, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza hizmet etmek ve dinamik bir kurumda çalışmak isteyen tüm gençlerimizi Dışişleri Bakanlığında kariyer yapmaya davet ediyorum. Adaylara ise en az bir yabancı dili iyi öğrenmelerini ve bu konuda çaba harcamalarını öneriyorum. Diplomasi mesleğinin temel gereklerinin yanı sıra diplomat olmayı arzu eden gençlerimizin sanat, müzik, resim, edebiyat, kültür ve spor gibi alanlarda da kişisel yetenek geliştirmeleri kendileri için çok değerli kazanımlar olacaktır.” şeklinde konuşuyor.  Son olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği süreci hakkında da bilgiler veren Bakan Yardımcısı, AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Türkiye’nin en önemli stratejik hedefleri arasında AB üyeliğinin olduğunu belirtiyor. Büyükelçi Kaymakcı, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “AB ile yaşanan inişli çıkışlı ilişkilerimize rağmen, Türkiye her daim AB’nin karşı karşıya kaldığı sınamalarda önemli katkılar ve çözümler sunan kilit bir aktör olmaya devam etmektedir. Suriye krizinde göç anlaşması, Rusya-Ukrayna savaşında ülkemizin de girişimiyle hayata geçirilen Tahıl Koridoru anlaşması bunun en temel örnekleridir. Türkiye’nin AB üyeliğinin ülkemize olduğu kadar ve belki de daha fazla AB’nin yararına olacağı hususu göz ardı edilmektedir. Dönemsel olumsuzlukların ötesinde, yaşanan her küresel gelişme, her iki tarafın birbirine duyduğu ihtiyacı daha fazla ortaya koymaktadır. Bu nedenle, gençlerimizin bu bilinçle hareket ederek, AB ile ortak bir geleceğe hazırlıklı olmalarında yarar bulunmaktadır.”