“Bazı kahramanlar pelerin takmıyor ama saçlarını lösemili çocuklar için uzatıyor”

YAŞAM 07.01.2023 - 22:49, Güncelleme: 14.10.2023 - 23:29
 

“Bazı kahramanlar pelerin takmıyor ama saçlarını lösemili çocuklar için uzatıyor”

Samsun’da kuaför Hüseyin Alkan, saçı dökülen kanser hastalarına gerçek saçtan peruk yaparak hediye ediyor. “2017 yılında 19 Mayıs Üniversitesinde kemoterapi tedavisi gören bir kızımızın bana ulaşması ile başladı her şey.” diyen Alkan şunları ekliyor: “Lösemili çocukların yüzünde ufacık bir tebessüm olabilirsek ne mutlu bize.”
Samsunlu, iki çocuk babası Hüseyin Alkan, lisanı gönlü olan, işini aşkla yapan bir kuaför. Saçı dökülen kanser hastalarına gerçek saçtan peruk yaparak hediye eden Alkan, gönül yolculuğunun 2017 senesine kadar dayandığını ifade ediyor. Alkan, projeye attığı ilk adımları şöyle anlatıyor: “19 Mayıs Üniversitesinde kemoterapi tedavisi gören, saçları beline kadar uzanan genç bir kızımızın bana ulaşmasıyla başladı her şey. Saçını bana kestirmek istemiş, ben de seve seve kabul ettim. Kuru saçı kesmek, ıslak saç kesmek gibi değildir o an saçtan farklı bir ses çıkar. O sesin çıktığı esnada odada bulunan tüm sevenleri gözyaşı içindeydi. Tüm düşüncelerim, duygularım sıfırlanmış gibi ana odaklandım sadece, yoksa saçı kesemezdim benim için de çok zor bir deneyimdi. Saçlara baktım, upuzun çok güzel. O esnada sevenlerini nasıl mutlu edebilirim, bu kızımızın hayatında nasıl kalıcı bir iz bırakabilirim diye düşünmeye başladım. Ve peruk fikri aklıma geldi. Çok uzun bir süre ne yapayım, nasıl yapayım araştırdım. Ben saçtan çıkan o sese, o odadaki dökülen gözyaşlarına, o buruk hisse bir söz verdim. Bundan sonra bu işi gönlümle yürütecek, tıpkı bu kardeşimiz gibi umut bekleyen sayısız kardeşimiz için elimden geleni yapacaktım. Onlara umut olsun, bu süreçlerine destek olsun diye peruk hediye edecektim.” Başlangıçta proje bazlı düşünmediğini, böyle bir şeye gerçekten ihtiyaç olduğunu sonradan anladığını ifade eden Alkan: “Saç kesim istekleri, Türkiye’nin dört bir yanından saç bağışları, bağışların içerisinde okumaya kıyamadığım notlar… Ben sadece bu süreçte bir köprüyüm diyebilirim. Kesilen, hediye edilen saçlarla, peruğa ihtiyacı olan kişileri buluşturuyorum.” diyerek tamamen doğal saçlardan peruk elde ettikleri için saç bağışı mevzusunun oldukça mühim ve umut yolculuğunun temeli olduğunu söylüyor. “Bu umut yolculuğunu sadece gönlümle yapıyorum.” Bir peruk elde etmek için minimum 2-3 tane bağışlanmış saç olması gerektiğini belirten Alkan, peruk yapım aşamasını şu şeklide anlattı: “Öncesinde 40 cm ve üzerindeki, bağışa uygun niteliklerde olan saç kesiliyor. Bir peruk elde etmek için bazen bağışlanan tek bir saç yeterli olmuyor. Saçlar ham halinde alındıktan sonra peruk yapılacak merkeze yönlendiriliyor orada yapay deri ve file ile bir araya getiriliyor, bu da saçların hava almasını sağlamak ve ciltlerinde herhangi bir tahrişe sebebiyet vermemek için kullanılıyor. Perukların elimize ulaşması maksimum bir ayı buluyor diyebiliriz.” “Ben bu umut yolculuğunu sadece gönlümle yapıyorum.” diyen Alkan, herhangi bir maddi kaynak almadığını, hatta peruk bağışı ibaresini de pek sevmediğini vurgulayarak, şunları söylüyor: “Ben peruk isteyen çocuklarımıza, kadınlarımıza hastalık veyahut saçlarını kaybetmiş olma sebebini ayırt etmeden peruk hediye ediyorum. Bu yolculuğa katılmak isteyen, beraber yürüyelim diyen kimseden de maddi ve manevi bir talepte bulunmuyorum. Yaptığım bu hediyeler Hüseyin Alkan olarak beni var eden özü besliyor. Bir çocuğun istediği peruğu taktıktan sonra bana gülüşüyle sarılması, gözlerinin içindeki beliren o ışığa şahit olmanın da herhangi bir maddi karşılığı yok.” Kendisi ödül amaçlı şehir dışındayken bizzat işletmesine gelerek 3 buçuk yılda sırf lösemili çocuklar için uzattığı saçlarını bağışlayan bir bağışçısı, Fahri Can Kesgin’den söz eden Alkan: “Gerçekten bazı kahramanlar pelerin takmıyor ama saçlarını lösemili çocuklar için uzatıyor diyebilirim.” diyerek bağışçısının: ‘Lösemili çocuklara duyarsız kalmayalım. Lösemili çocukların yüzünde ufacık bir tebessüm olabilirsek ne mutlu bize.’ sözlerini vurguluyor ve beraberinde bağışçı Fahri Can için şu sözleri kullanıyor: “Ne mutlu sana diyorum. Yüreğine, emeğine, nahif ruhuna sağlık. Fahri Canların, farkındalıklı nesillerin sayısının artması ümidiyle…” “Dünyayı iyilik ve farkındalık kurtaracak” Alkan, “Bugüne kadar peruk hediye ettiğimiz hiç kimseden olumsuz bir geri dönüş almadık çok şükür, bu benim için yeterli. Beni en çok etkileyen olaylardan biri de peruk hediye ettiğimiz kişilerin peruğa ihtiyacı ortadan kalktıktan sonra geri getirip başka birine verilmesini istemesi oluyor. Mesajlarda o kadar çok dua eden insan var ki hepsini yüreğimde hissediyorum.” ifadelerini kullanıyor. Bu umut yolculuğunun geldiği noktaya şahitlik etmenin kıymetinden bahseden Hüseyin Alkan şunları söylüyor: “Bazen elinizden gelen ufacık dokunuşların başka bir ruhta nasıl bir etki yaratabileceğinin bilincinde olun lütfen. Sağlıklı her birey kadın erkek fark etmeksizin saçını uzatıp başka birine hediye edebilir. İşte bunun diğer adı umut hediye etmek. Kim başka bir canlıya umut olmak istemez ki? Ne kadar çok saç gelirse o kadar çok peruk yapabiliriz. İnanıyorum ki, dünyayı iyilik ve farkındalık kurtaracak.”
Samsun’da kuaför Hüseyin Alkan, saçı dökülen kanser hastalarına gerçek saçtan peruk yaparak hediye ediyor. “2017 yılında 19 Mayıs Üniversitesinde kemoterapi tedavisi gören bir kızımızın bana ulaşması ile başladı her şey.” diyen Alkan şunları ekliyor: “Lösemili çocukların yüzünde ufacık bir tebessüm olabilirsek ne mutlu bize.”

Samsunlu, iki çocuk babası Hüseyin Alkan, lisanı gönlü olan, işini aşkla yapan bir kuaför. Saçı dökülen kanser hastalarına gerçek saçtan peruk yaparak hediye eden Alkan, gönül yolculuğunun 2017 senesine kadar dayandığını ifade ediyor. Alkan, projeye attığı ilk adımları şöyle anlatıyor: “19 Mayıs Üniversitesinde kemoterapi tedavisi gören, saçları beline kadar uzanan genç bir kızımızın bana ulaşmasıyla başladı her şey. Saçını bana kestirmek istemiş, ben de seve seve kabul ettim. Kuru saçı kesmek, ıslak saç kesmek gibi değildir o an saçtan farklı bir ses çıkar. O sesin çıktığı esnada odada bulunan tüm sevenleri gözyaşı içindeydi. Tüm düşüncelerim, duygularım sıfırlanmış gibi ana odaklandım sadece, yoksa saçı kesemezdim benim için de çok zor bir deneyimdi. Saçlara baktım, upuzun çok güzel. O esnada sevenlerini nasıl mutlu edebilirim, bu kızımızın hayatında nasıl kalıcı bir iz bırakabilirim diye düşünmeye başladım. Ve peruk fikri aklıma geldi. Çok uzun bir süre ne yapayım, nasıl yapayım araştırdım. Ben saçtan çıkan o sese, o odadaki dökülen gözyaşlarına, o buruk hisse bir söz verdim. Bundan sonra bu işi gönlümle yürütecek, tıpkı bu kardeşimiz gibi umut bekleyen sayısız kardeşimiz için elimden geleni yapacaktım. Onlara umut olsun, bu süreçlerine destek olsun diye peruk hediye edecektim.” Başlangıçta proje bazlı düşünmediğini, böyle bir şeye gerçekten ihtiyaç olduğunu sonradan anladığını ifade eden Alkan: “ Saç kesim istekleri, Türkiye’nin dört bir yanından saç bağışları, bağışların içerisinde okumaya kıyamadığım notlar… Ben sadece bu süreçte bir köprüyüm diyebilirim. Kesilen, hediye edilen saçlarla, peruğa ihtiyacı olan kişileri buluşturuyorum.” diyerek tamamen doğal saçlardan peruk elde ettikleri için saç bağışı mevzusunun oldukça mühim ve umut yolculuğunun temeli olduğunu söylüyor.

“Bu umut yolculuğunu sadece gönlümle yapıyorum.”

Bir peruk elde etmek için minimum 2-3 tane bağışlanmış saç olması gerektiğini belirten Alkan, peruk yapım aşamasını şu şeklide anlattı: “Öncesinde 40 cm ve üzerindeki, bağışa uygun niteliklerde olan saç kesiliyor. Bir peruk elde etmek için bazen bağışlanan tek bir saç yeterli olmuyor. Saçlar ham halinde alındıktan sonra peruk yapılacak merkeze yönlendiriliyor orada yapay deri ve file ile bir araya getiriliyor, bu da saçların hava almasını sağlamak ve ciltlerinde herhangi bir tahrişe sebebiyet vermemek için kullanılıyor. Perukların elimize ulaşması maksimum bir ayı buluyor diyebiliriz.” “Ben bu umut yolculuğunu sadece gönlümle yapıyorum.” diyen Alkan, herhangi bir maddi kaynak almadığını, hatta peruk bağışı ibaresini de pek sevmediğini vurgulayarak, şunları söylüyor: “Ben peruk isteyen çocuklarımıza, kadınlarımıza hastalık veyahut saçlarını kaybetmiş olma sebebini ayırt etmeden peruk hediye ediyorum. Bu yolculuğa katılmak isteyen, beraber yürüyelim diyen kimseden de maddi ve manevi bir talepte bulunmuyorum. Yaptığım bu hediyeler Hüseyin Alkan olarak beni var eden özü besliyor. Bir çocuğun istediği peruğu taktıktan sonra bana gülüşüyle sarılması, gözlerinin içindeki beliren o ışığa şahit olmanın da herhangi bir maddi karşılığı yok.” Kendisi ödül amaçlı şehir dışındayken bizzat işletmesine gelerek 3 buçuk yılda sırf lösemili çocuklar için uzattığı saçlarını bağışlayan bir bağışçısı, Fahri Can Kesgin’den söz eden Alkan: “Gerçekten bazı kahramanlar pelerin takmıyor ama saçlarını lösemili çocuklar için uzatıyor diyebilirim.” diyerek bağışçısının: ‘Lösemili çocuklara duyarsız kalmayalım. Lösemili çocukların yüzünde ufacık bir tebessüm olabilirsek ne mutlu bize.’ sözlerini vurguluyor ve beraberinde bağışçı Fahri Can için şu sözleri kullanıyor: “Ne mutlu sana diyorum. Yüreğine, emeğine, nahif ruhuna sağlık. Fahri Canların, farkındalıklı nesillerin sayısının artması ümidiyle…”

“Dünyayı iyilik ve farkındalık kurtaracak”

Alkan, “Bugüne kadar peruk hediye ettiğimiz hiç kimseden olumsuz bir geri dönüş almadık çok şükür, bu benim için yeterli. Beni en çok etkileyen olaylardan biri de peruk hediye ettiğimiz kişilerin peruğa ihtiyacı ortadan kalktıktan sonra geri getirip başka birine verilmesini istemesi oluyor. Mesajlarda o kadar çok dua eden insan var ki hepsini yüreğimde hissediyorum.” ifadelerini kullanıyor. Bu umut yolculuğunun geldiği noktaya şahitlik etmenin kıymetinden bahseden Hüseyin Alkan şunları söylüyor: “Bazen elinizden gelen ufacık dokunuşların başka bir ruhta nasıl bir etki yaratabileceğinin bilincinde olun lütfen. Sağlıklı her birey kadın erkek fark etmeksizin saçını uzatıp başka birine hediye edebilir. İşte bunun diğer adı umut hediye etmek. Kim başka bir canlıya umut olmak istemez ki? Ne kadar çok saç gelirse o kadar çok peruk yapabiliriz. İnanıyorum ki, dünyayı iyilik ve farkındalık kurtaracak.”

Samsun HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.