“Bizler halk çocuklarıyız, bir yerlere gelmek için çok çalışmalıyız” Manisa’dan Paris’e Uzanan Eğitimin Mücadelesi: Sultan Çetinkaya Tahtacı

YAŞAM 19.05.2023 - 23:46, Güncelleme: 14.10.2023 - 23:22
 

“Bizler halk çocuklarıyız, bir yerlere gelmek için çok çalışmalıyız” Manisa’dan Paris’e Uzanan Eğitimin Mücadelesi: Sultan Çetinkaya Tahtacı

İçindeki eğitim aşkı, uluslararası çalışmalara kapı açtı. Döneminde çevresinde görmüş olduğu tüm engellemelere rağmen, eğitimini tamamlayan Sultan Çetinkaya Tahtacı, Paris Sorbonne’da doktora unvanı alarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bu başarıyla da yetinmeyen Tahtacı, Paris’te kendilerine ait Kenza Gold markalarının faaliyetlerinin internet ortamına taşınması ve gelişmesi için çalışmalar yaptığını açıklıyor.
1982 yılında Manisa’nın Beydere Köyünde doğup büyüyen Sultan Çetinkaya Tahtacı, doğduğu köyde okul olmadığı için ilkokulu, yakın köydeki okullarda tamamladığını söylüyor. İlkokul bittikten sonra gün boyu tarlada çalıştığını ifade eden Sultan Çetinkaya Tahtacı; “İçimdeki okuma, başka insanları, kültürleri, ülkeleri tanıma merakı beni yakıp kül ediyordu. Tarlada akşama kadar bir gün İstanbul’da üniversite okuyacağım ve sonra yurtdışına gideceğim diye hayaller kurardım. Ama babam beni okutmamakta kararlı idi. Benden hayvanlarla ilgilenmem ve tarlada çalışmam kısacası ev ekonomisine katkı sağlamam bekleniyordu. Ben ise kendi ayaklarımın üzerinde durmak, kendi kararlarımı kendim vermek yani özgür bir birey olmak istiyordum.” ifadelerini kullanıyor.  17 yaşında açık öğretim okullarını öğrendiğini ve bu okullara da babası tarafından izin verilmediğine değinen Çetinkaya Tahtacı; “O günlerde her bir adımım büyük zorluklarla geçti. Okul benim nefes aldığım ve mutlu olduğum tek yerdi.” diyor. “İnsan ne istediğini bilen, çalışkan, azimli ve dürüst olunca evren bile onun yardımına koşuyor.” Ortaokul bittikten sonra 20 yaşında liseye başladığını belirten Sultan Çetinkaya Tahtacı: “Küçük şeyler için büyük acılar çektim. Köyde bu şekilde okulu bitiremeyeceğimi anlayınca ben de valizimi hazırlayıp evden ayrıldım. Bu süreçte hem fabrikada çalıştım, hem dershaneye gittim, hem de bu dönemde sesimi duyan ve bana yardım edenler oldu. İyi insanlarla karşılaştım. Hayatımın her sıçrama noktasında bir mucize ile karşılaştığımı söylemeliyim. Aslında, insan ne istediğini bilen, çalışkan, azimli ve dürüst olunca evren bile onun yardımına koşuyor.” şeklinde ifade ediyor.İki yıl üniversiteye hazırlandıktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanan Çetinkaya Tahtacı, ikinci sınıfta Erasmus Avrupa eğitim bursunun sınavlarına girerek bir yıl Fransa’da okuma hakkını elde ettiğini anlatıyor. Sultan Çetinkaya Tahtacı; “Araştırmayı sevdiğim için bir üniversitede çalışmayı istiyordum. Bu doğrultuda özel bir üniversitede öğretim elemanı olarak çalışmaya başladım. Yüksek lisansım biterken Fransa Sorbonne Üniversitesinin Grand Ekolü olan EPHE’de doktoraya kabul aldım. İşimden istifa edip Paris’e yerleştim. Ufkumu genişletmek ve yeni bakış açıları kazanmak istiyordum.” İfadelerini kullanıyor. Sorbonne’da doktora yapmanın, kendisini entelektüel anlamda geliştirdiğini ifade eden Sultan Çetinkaya, bunun yanı sıra uyum süreci, dil öğrenme ve maddi sorunlar gibi bazı sıkıntıları da göğüslemek zorunda kaldığını aktarıyor.  “Babamın her yerde benden gururla bahsettiğini görüyorum.” Gece gündüz ders çalışarak, bunun yanında yarı zamanlı işe girerek, yoğun ve yorucu çabalarının ardından 2021’de Sorbonne’da doktor unvanını almaya hak kazandığının altını çizen Çetinkaya Tahtacı konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Daha üniversiteyi kazandığımda babam ‘Doğru bildiğin yolda ben bile karşına çıksam beni dinleme, yoluna devam et.’ demekten kendini alamamıştı. Babamın yıllar içinde değişmesi beni çok sevindirdi. Her yerde benden gururla bahsettiğini görüyorum.” “Bizler halk çocuklarıyız, bir yerlere gelmek için çok çalışmalıyız” Hayat öyküsünü kitaplaştırıyor. İlkokul döneminden doktora eğitimine kadar olan serüven içerisinde yaşamış olduğu sorunları kaleme aldığını belirten Çetinkaya Tahtacı, bununla ilgili bir kitap çalışması gerçekleştirdiğini anlatıyor. Gelecek nesillere örnek olmaya çalıştığını vurgulayan Sultan Çetinkaya Tahtacı sözlerini şöyle sonlandırıyor; “Bizler halk çocuklarıyız bir yerlere gelebilmek için bir dönem çok çalışmamız gerekiyor. Ama sonra yolun sonundaki ışığa ulaşıyoruz. Herkes yüksek lisans, doktora yapmak zorunda değil. Ama herkesin bir mesleği olmalı ve o alanda kendini geliştirmeli. Cebimizi düşündüğümüz kadar kendimizi de geliştirmeyi de unutmamalıyız. Durumları olanlar ülke dışına çıkıp yeni yerler görsünler. Aslında, planım doktoram bitince ülkeme dönüp yine üniversitede hoca olarak akademik kariyerime devam etmekti. Fakat son anda eşimle karşılaştım ve evlendim. Kariyer planımı yeniden gözden geçiriyorum. Fransa’yı seviyorum. Burada neler yapabilirim diye bakınıyorum. Uzun ve meşakkatli bir eğitim yolculuğunun ardından zihinsel anlamda biraz dinlenmeye ihtiyacımın olduğunu hissediyorum. Paris’te Kenza Gold markamızın faaliyetlerinin internet ortamına taşınması ve gelişmesi için çalışmalar yapıyorum. Doktora tezimin Fransızca olarak kitaplaştırdım, şu an burada basım aşamasında. Türkçe kaleme aldığım hayat hikâyemin de basılmasını bekliyorum. Son olarak da “İlham-ver” instagram hesabımda kişisel gelişim videoları hazırlayıp tecrübelerimi paylaşıyorum.” Haber-Fotoğraf: Sena Eldeş
İçindeki eğitim aşkı, uluslararası çalışmalara kapı açtı. Döneminde çevresinde görmüş olduğu tüm engellemelere rağmen, eğitimini tamamlayan Sultan Çetinkaya Tahtacı, Paris Sorbonne’da doktora unvanı alarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bu başarıyla da yetinmeyen Tahtacı, Paris’te kendilerine ait Kenza Gold markalarının faaliyetlerinin internet ortamına taşınması ve gelişmesi için çalışmalar yaptığını açıklıyor.

1982 yılında Manisa’nın Beydere Köyünde doğup büyüyen Sultan Çetinkaya Tahtacı, doğduğu köyde okul olmadığı için ilkokulu, yakın köydeki okullarda tamamladığını söylüyor. İlkokul bittikten sonra gün boyu tarlada çalıştığını ifade eden Sultan Çetinkaya Tahtacı; “İçimdeki okuma, başka insanları, kültürleri, ülkeleri tanıma merakı beni yakıp kül ediyordu. Tarlada akşama kadar bir gün İstanbul’da üniversite okuyacağım ve sonra yurtdışına gideceğim diye hayaller kurardım. Ama babam beni okutmamakta kararlı idi. Benden hayvanlarla ilgilenmem ve tarlada çalışmam kısacası ev ekonomisine katkı sağlamam bekleniyordu. Ben ise kendi ayaklarımın üzerinde durmak, kendi kararlarımı kendim vermek yani özgür bir birey olmak istiyordum.” ifadelerini kullanıyor.  17 yaşında açık öğretim okullarını öğrendiğini ve bu okullara da babası tarafından izin verilmediğine değinen Çetinkaya Tahtacı; “O günlerde her bir adımım büyük zorluklarla geçti. Okul benim nefes aldığım ve mutlu olduğum tek yerdi.” diyor.

“İnsan ne istediğini bilen, çalışkan, azimli ve dürüst olunca evren bile onun yardımına koşuyor.”

Ortaokul bittikten sonra 20 yaşında liseye başladığını belirten Sultan Çetinkaya Tahtacı: “Küçük şeyler için büyük acılar çektim. Köyde bu şekilde okulu bitiremeyeceğimi anlayınca ben de valizimi hazırlayıp evden ayrıldım. Bu süreçte hem fabrikada çalıştım, hem dershaneye gittim, hem de bu dönemde sesimi duyan ve bana yardım edenler oldu. İyi insanlarla karşılaştım. Hayatımın her sıçrama noktasında bir mucize ile karşılaştığımı söylemeliyim. Aslında, insan ne istediğini bilen, çalışkan, azimli ve dürüst olunca evren bile onun yardımına koşuyor.” şeklinde ifade ediyor.İki yıl üniversiteye hazırlandıktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanan Çetinkaya Tahtacı, ikinci sınıfta Erasmus Avrupa eğitim bursunun sınavlarına girerek bir yıl Fransa’da okuma hakkını elde ettiğini anlatıyor. Sultan Çetinkaya Tahtacı; “Araştırmayı sevdiğim için bir üniversitede çalışmayı istiyordum. Bu doğrultuda özel bir üniversitede öğretim elemanı olarak çalışmaya başladım. Yüksek lisansım biterken Fransa Sorbonne Üniversitesinin Grand Ekolü olan EPHE’de doktoraya kabul aldım. İşimden istifa edip Paris’e yerleştim. Ufkumu genişletmek ve yeni bakış açıları kazanmak istiyordum.” İfadelerini kullanıyor. Sorbonne’da doktora yapmanın, kendisini entelektüel anlamda geliştirdiğini ifade eden Sultan Çetinkaya, bunun yanı sıra uyum süreci, dil öğrenme ve maddi sorunlar gibi bazı sıkıntıları da göğüslemek zorunda kaldığını aktarıyor.

 “Babamın her yerde benden gururla bahsettiğini görüyorum.”

Gece gündüz ders çalışarak, bunun yanında yarı zamanlı işe girerek, yoğun ve yorucu çabalarının ardından 2021’de Sorbonne’da doktor unvanını almaya hak kazandığının altını çizen Çetinkaya Tahtacı konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Daha üniversiteyi kazandığımda babam ‘Doğru bildiğin yolda ben bile karşına çıksam beni dinleme, yoluna devam et.’ demekten kendini alamamıştı. Babamın yıllar içinde değişmesi beni çok sevindirdi. Her yerde benden gururla bahsettiğini görüyorum.”

“Bizler halk çocuklarıyız, bir yerlere gelmek için çok çalışmalıyız”

Hayat öyküsünü kitaplaştırıyor.

İlkokul döneminden doktora eğitimine kadar olan serüven içerisinde yaşamış olduğu sorunları kaleme aldığını belirten Çetinkaya Tahtacı, bununla ilgili bir kitap çalışması gerçekleştirdiğini anlatıyor. Gelecek nesillere örnek olmaya çalıştığını vurgulayan Sultan Çetinkaya Tahtacı sözlerini şöyle sonlandırıyor; “Bizler halk çocuklarıyız bir yerlere gelebilmek için bir dönem çok çalışmamız gerekiyor. Ama sonra yolun sonundaki ışığa ulaşıyoruz. Herkes yüksek lisans, doktora yapmak zorunda değil. Ama herkesin bir mesleği olmalı ve o alanda kendini geliştirmeli. Cebimizi düşündüğümüz kadar kendimizi de geliştirmeyi de unutmamalıyız. Durumları olanlar ülke dışına çıkıp yeni yerler görsünler. Aslında, planım doktoram bitince ülkeme dönüp yine üniversitede hoca olarak akademik kariyerime devam etmekti. Fakat son anda eşimle karşılaştım ve evlendim. Kariyer planımı yeniden gözden geçiriyorum. Fransa’yı seviyorum. Burada neler yapabilirim diye bakınıyorum. Uzun ve meşakkatli bir eğitim yolculuğunun ardından zihinsel anlamda biraz dinlenmeye ihtiyacımın olduğunu hissediyorum. Paris’te Kenza Gold markamızın faaliyetlerinin internet ortamına taşınması ve gelişmesi için çalışmalar yapıyorum. Doktora tezimin Fransızca olarak kitaplaştırdım, şu an burada basım aşamasında. Türkçe kaleme aldığım hayat hikâyemin de basılmasını bekliyorum. Son olarak da “İlham-ver” instagram hesabımda kişisel gelişim videoları hazırlayıp tecrübelerimi paylaşıyorum.”

Haber-Fotoğraf: Sena Eldeş

Manisa HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.