Ali ÜNLÜ
Köşe Yazarı
Ali ÜNLÜ
 

Herkes Gazeteci, Herkes Muhabir

Son zamanlarda “Sokak Röportajı” furyası başladı. Gazeteciliğin meslek tanımını bilmeyen, disiplin olarak gazeteciliğin ne olduğu hakkında bilgisi olmayan, muhabirliğin “m” sinden bile anlamayan ne kadar birey varsa bu furya karşısında, hepsi gazeteci ve muhabir oldu. Sosyal platformlarda para kazanmak uğruna yapılan “Sokak Röportajları” , ne yazık ki meslek olarak gazeteciliğin ve muhabirliğin eğitimini almış,yıllarca bu yolda dirsek çürütmüş, gecesini gündüzüne katmış arkadaşlarımıza en büyük haksızlık olarak düşünüyorum.    Gazetecilik, kavram olarak basın işini icra eden, güncel olaylar, kişiler, durumlar ve akımlar hakkında bilgi toplayıp, bu bilgileri objektif bir şekilde yayımlamaya çalışan meslek adıdır. Dolayısıyla gazetecilik kavramı, bir disiplin çerçevesi içerisinde gerçekleşir. Gazeteciliğin televizyondaki karşılığı ise, muhabirlik olarak tanımlanmaktadır. Disiplin açısından bakıldığında gazeteci, bilgi ve verileri doğruluğu net olan kaynaklardan toplar, topladığı verileri tarafsız bir şekilde okura veya izleyiciye sunar. Öte yandan okura veya izleyiciye sunulan haber ve röportajlar, gazetecinin sorumluluğundadır. Aynı zamanda, sunulan içeriklerin etik sorumlulukları da gazeteci ve muhabirin sorumluluğundadır. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde, birey olarak herkesin gazetecilik veya muhabirlik yapması durumu çok sakıncalı bir durumdur.    Yazımıza uygun örnek olayımıza gelecek olursak; Hepimizin de malumu olduğu üzere hemen her gün bir sokak röportajına şahit olabiliyoruz. Her ne kadar bu röportajlar sanki özgürlüğün temsili gibi sunulsa da,  gazetecilik ve muhabirlik disiplinleri açısından bir takım sıkıntıları olduğu gibi, aynı zamanda etik açıdan da birçok sorunu bünyesinde barındırmaktadır. Bu sıkıntı ve sorunlar şu şekilde gerçekleşmektedir;  -Röportaj soruları hazırlanırken, anlaşılır bir dil ve açık bir şekilde hazırlanmalıdır. -Röportaj, içerisinde nefret söylemi ve yanlı sorular barınmamalıdır.  -Röportaj, halkı galeyana getirecek ve kişiler arasında kin ve öfkeyi doğuracak bir şekilde yapılmamalıdır.  -Röportaj hazırlanırken, objektif ve tarafsız olmalıdır. Röportaj, konu itibari ile iki tarafı tutan ayrı grupların kozlarını paylaştığı bir açık oturum gibi işlememelidir. Bu tanımı ile röportaj açık oturumdan ayrılmaktadır.  -Röportaj, siyaset, ekonomi, hukuk, bilim, teknoloji gibi birçok konu çerçevesi içerisinde gerçekleştirilir. Ancak, kesinliği sağlam kaynaklara dayanmayan konular üzerinden gerçekleştirilemez.   -Röportaj içerisinde, konu olarak her görüşe ve ırkı, dini, mezhebi ne olursa olsun bütün insanlara yer verilmelidir. Bu açıdan röportaj kavramı bireylere, tarafsız bir form görevi üstlenmelidir.  Yukarıda da belirttiğimiz gibi sorun ve kurallara bakıldığında günümüzde gerçekleşen birçok sokak röportajının bu sorunları gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Örneğin, meydanlarda gerçekleştirilen sokak röportajlarına baktığımızda; İki farklı görüşü benimseyen toplulukların mikrofon önünde tartıştığını görmekteyiz. Bu açıdan röportaj kavramının, açık oturum gibi işletildiği anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra yine sokak röportajlarında, nefret söylemlerinin oldukça fazla olduğu görülmektedir. Bu durum da kişilerin kin ve öfke durumlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla röportaj kavramı, yine etik bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.    Basın kartı veya basın kuruluşu kimlik kartı olmayanların sokak röportajı yapmaları yasaklanmalıdır.    Mesleki açıdan değerlendirildiğinde; Gazeteci veya muhabir vasfını kazanmayan bireylerin sokak röportajı yapma serbestliği ellerinden alınmalıdır. Yazımızda da belirttiğimiz üzere, yayın nerede yayınlanırsa yayınlansın, konusu ne olursa olsun röportajın gazetecilik disiplinleri içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, gazeteci olmayan bireylerin sokak röportajı gerçekleştirmemesi önem arz etmektedir. Ayrıca bu tipte gerçekleştirilen faaliyetlerin, gazetecilik ve muhabirlik mesleğine gönül vermiş bireylere karşı yapılan adaletsizlik olarak değerlendirmek gerekiyor. Düşünsenize polisin görevlerini yapan herkesin polis olarak değerlendirildiğini. O zaman tüm mahalle kabadayıları polis olurdu değil mi? İşte burada da görüldüğü üzere bırakalım gazetecilik ve muhabirlik işini, işi bilen meslek mensupları yapsın…  Çünkü önünü alamayacağımız birçok sorun, bu röportajlar ile boy gösterecektir… 
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2022 - Pazartesi

Herkes Gazeteci, Herkes Muhabir

Son zamanlarda “Sokak Röportajı” furyası başladı. Gazeteciliğin meslek tanımını bilmeyen, disiplin olarak gazeteciliğin ne olduğu hakkında bilgisi olmayan, muhabirliğin “m” sinden bile anlamayan ne kadar birey varsa bu furya karşısında, hepsi gazeteci ve muhabir oldu. Sosyal platformlarda para kazanmak uğruna yapılan “Sokak Röportajları” , ne yazık ki meslek olarak gazeteciliğin ve muhabirliğin eğitimini almış,yıllarca bu yolda dirsek çürütmüş, gecesini gündüzüne katmış arkadaşlarımıza en büyük haksızlık olarak düşünüyorum. 

 

Gazetecilik, kavram olarak basın işini icra eden, güncel olaylar, kişiler, durumlar ve akımlar hakkında bilgi toplayıp, bu bilgileri objektif bir şekilde yayımlamaya çalışan meslek adıdır. Dolayısıyla gazetecilik kavramı, bir disiplin çerçevesi içerisinde gerçekleşir. Gazeteciliğin televizyondaki karşılığı ise, muhabirlik olarak tanımlanmaktadır. Disiplin açısından bakıldığında gazeteci, bilgi ve verileri doğruluğu net olan kaynaklardan toplar, topladığı verileri tarafsız bir şekilde okura veya izleyiciye sunar. Öte yandan okura veya izleyiciye sunulan haber ve röportajlar, gazetecinin sorumluluğundadır. Aynı zamanda, sunulan içeriklerin etik sorumlulukları da gazeteci ve muhabirin sorumluluğundadır. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde, birey olarak herkesin gazetecilik veya muhabirlik yapması durumu çok sakıncalı bir durumdur. 

 

Yazımıza uygun örnek olayımıza gelecek olursak; Hepimizin de malumu olduğu üzere hemen her gün bir sokak röportajına şahit olabiliyoruz. Her ne kadar bu röportajlar sanki özgürlüğün temsili gibi sunulsa da,  gazetecilik ve muhabirlik disiplinleri açısından bir takım sıkıntıları olduğu gibi, aynı zamanda etik açıdan da birçok sorunu bünyesinde barındırmaktadır. Bu sıkıntı ve sorunlar şu şekilde gerçekleşmektedir; 


-Röportaj soruları hazırlanırken, anlaşılır bir dil ve açık bir şekilde hazırlanmalıdır.

-Röportaj, içerisinde nefret söylemi ve yanlı sorular barınmamalıdır. 

-Röportaj, halkı galeyana getirecek ve kişiler arasında kin ve öfkeyi doğuracak bir şekilde yapılmamalıdır. 

-Röportaj hazırlanırken, objektif ve tarafsız olmalıdır. Röportaj, konu itibari ile iki tarafı tutan ayrı grupların kozlarını paylaştığı bir açık oturum gibi işlememelidir. Bu tanımı ile röportaj açık oturumdan ayrılmaktadır. 

-Röportaj, siyaset, ekonomi, hukuk, bilim, teknoloji gibi birçok konu çerçevesi içerisinde gerçekleştirilir. Ancak, kesinliği sağlam kaynaklara dayanmayan konular üzerinden gerçekleştirilemez.

 
-Röportaj içerisinde, konu olarak her görüşe ve ırkı, dini, mezhebi ne olursa olsun bütün insanlara yer verilmelidir. Bu açıdan röportaj kavramı bireylere, tarafsız bir form görevi üstlenmelidir. 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi sorun ve kurallara bakıldığında günümüzde gerçekleşen birçok sokak röportajının bu sorunları gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Örneğin, meydanlarda gerçekleştirilen sokak röportajlarına baktığımızda; İki farklı görüşü benimseyen toplulukların mikrofon önünde tartıştığını görmekteyiz. Bu açıdan röportaj kavramının, açık oturum gibi işletildiği anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra yine sokak röportajlarında, nefret söylemlerinin oldukça fazla olduğu görülmektedir. Bu durum da kişilerin kin ve öfke durumlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla röportaj kavramı, yine etik bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 

 

Basın kartı veya basın kuruluşu kimlik kartı olmayanların sokak röportajı yapmaları yasaklanmalıdır. 

 

Mesleki açıdan değerlendirildiğinde; Gazeteci veya muhabir vasfını kazanmayan bireylerin sokak röportajı yapma serbestliği ellerinden alınmalıdır. Yazımızda da belirttiğimiz üzere, yayın nerede yayınlanırsa yayınlansın, konusu ne olursa olsun röportajın gazetecilik disiplinleri içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, gazeteci olmayan bireylerin sokak röportajı gerçekleştirmemesi önem arz etmektedir. Ayrıca bu tipte gerçekleştirilen faaliyetlerin, gazetecilik ve muhabirlik mesleğine gönül vermiş bireylere karşı yapılan adaletsizlik olarak değerlendirmek gerekiyor. Düşünsenize polisin görevlerini yapan herkesin polis olarak değerlendirildiğini. O zaman tüm mahalle kabadayıları polis olurdu değil mi? İşte burada da görüldüğü üzere bırakalım gazetecilik ve muhabirlik işini, işi bilen meslek mensupları yapsın…  Çünkü önünü alamayacağımız birçok sorun, bu röportajlar ile boy gösterecektir… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.