Ali ÜNLÜ
Köşe Yazarı
Ali ÜNLÜ
 

Rusya, Yüzyıllık Dengeleri Bozuyor.

Dünya savaşları sonrasında emperyalist ülkeler; Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği(AB), Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO)  ve Şangay Birliği (ŞB) gibi uluslararası örgütlenmeler içerisine girdi.  Birinci ve ikinci dünya savaşları sonrasında yaşanan büyük kayıplar, ülkelerin bu yapılanmalara üye olmasını sağladı. Özellikle ikinci dünya savaşından sonra, gerek emperyalist varlıklarını sürdürmek, gerekse ulus devlet kimliklerini korumak için birçok ülke bu örgütlenmelere girmek zorunda kaldı. İkinci dünya savaşında; Amerika Birleşik Devletleri, Japonya’ya atom bombası atması ile bu örgütlenmelerin gerekliliği kaçınılmaz oldu. Yine ikinci dünya savaşından sonra bu örgütlenmeler içerisinde bulunan ülkelerin, karşılıklı olarak veya birebir şekilde birbirlerini tehdit etmedikleri de görülmektedir. Kısacası süreç içerisinde, ne NATO AB’yi, ne de ŞB, NATO’yu acık ve ciddi bir şekilde tehdit etmediği gözlemlenmektedir. Peki, çıkar ilişkisi güden bu ülke birlikleri, nasıl bir birine dokunmadan bu kadar uzun süre kalabildi?  Dünyayı bölgelere ayıran bu iş birliği örgütleri tarih boyunca, hükmetmek istedikleri bölgelerin yerel güçlerini savaştırarak bir birleri ile dalaşmadı. Bu yerel güçler kimi zaman terör örgütlerinden oluştu, kimi zaman ise dini ve etnik kimlik örgütlenmelerinden oluştu. Peki, bu süreç nasıl gelişti? Örneğin; ABD, Rusya ile sürekli çıkar çatışması yaşamaktadır. Ancak bugüne kadar ne ABD, ne de Rusya “seni vururum” şeklinde ciddi ve açık bir şekilde bir birlerini tehdit etmedi. Bunu şu şekilde gerçekleştirdiler; Mesela Rusya, El Kaide Örgütüne destek verirken, Amerika Taliban’ı destekledi ve iki örgüt arasındaki mücadeleyi kazanan tarafı tutan ülke, iktidarı da ele geçirerek Afganistan’ı yönetti. Bir başka örnek ile açıklayacak olursak; Amerika devleti A örgütünü desteklerken, Rusya B örgütünü destekliyor ve bu yerel örgütlerin savaşından kazanan o bölgenin hâkimi oluyor. Bu ve buna benzer süreçler, Ortadoğu gibi birçok üçüncü dünya ülkesinin bir biri ile savaşmasına neden olurken, aynı zamanda o bölgedeki yaşayan birçok insan, Amerika ve Rusya rekabetinin kurbanı oluyor. İşte dostlar, Ortadoğu gibi bölgelerde kanların durmama sebebi, maalesef Amerika ve Rusya gibi emperyalist devletlerin güç savaşından kaynaklı gelişiyor. Bu durum, yalnızca Rusya ve Amerika özelinde gelişmiyor. Diğer Avrupa devletleri de bunun gibi birçok süreci birbirlerine dokunmadan, yerel halkı savaştırarak rekabet ediyor. Savaşmadan Kazanan Tek Ülke: İngiltere Bahsettiğimiz rekabet içerisinde, her iki ülke ile iyi geçinen İngilizler, neredeyse hiç kalem oynatmadan savaşların tek galibi oluyor. Örneğin, Afganistan savaşında ABD ve Rusya mücadele etti ancak, İngiliz şirketler ülkeye ait kaynakları sömürdü. Anlayacağınız kazan kazan ilişkisi sevgili dostlar… Hem mücadele eden emperyalist ülke kazanıyor, hem de onu destekleyen ve arasını iyi tutan emperyalist ülke kazanıyor. Ancak kim kaybediyor? Yörede yaşayan insanlar. Hatta kazandığını sanan örgütler bile bu savaşanın kaybedeni. Anlayacağınız olan, yine garibana oluyor. Boks Maçına Benziyor. Amerika’da gelişen boks sporuna baktığımızda, iki insan kavga ediyor. Boks maçında da herkes bir taraf seçiyor. Eğer seçtiğiniz taraf kazanırsa sizde kazanmış oluyorsunuz. Peki ya emek veren ve harap olan kim? Tabii ki olan, boksörlere oluyor sevgili dostlar. Birde o boks maçını düzenleyen var. Aslında en çok o maçı düzenleyen kazanıyor. İşte bu maçı düzenleyen emperyalist ülke kim derseniz, İngiltere sevgili dostlar. Hem oyunu kuranlar kazanıyor, hem boksörleri yaraştıranlar kazanıyor, hem de o boksöre yatırım yapanlar kazanıyor. Bu oyunun tek kaybedeni ise kazanmasına bakılmaksızın tabii ki boksörler oluyor. Yüzyıl Sonra İlk Defa Rusya, Dengeleri Alt-Üst Ediyor. Ukrayna-Rusya savaşı üzerinden bir yıl geçti. Bu savaş tarihte gelişen en ilginç savaşlardan bir tanesi. Bu savaş ile ilk defa Rusya, bire bir tüm emperyalist rakiplerini ciddi bir şekilde tehdit etti. Nükleer bombaları öne sürdü. Bir nevi, “eğer istediklerimi yapmazsanız sizi vururum” demeye getirdi. Biliyorsunuz Avrupa ve NATO Ukrayna’yı destekliyor. Rusya ise Ukrayna’nın NATO’ya girmesini ve dolayısıyla sınırlarına yakın yerde bir NATO üssü kurulmasını istemiyor. Bu süreç ile emperyalist rakipler, karşılıklı olarak bir birlerini zor duruma düşürmeye çalışıyor. Suriye Çıkmazı Buna Zemin Hazırladı. Emperyalist ülkelerin, Mezopotamya da bataklığa batması durumu, Ukrayna ve Rusya savaşına zemin hazırladı. ABD ve Rusya’nın, hatta neredeyse tüm Avrupa devletlerinin yüzyıl önceki gibi bir birlerine girdiği gözlemleniyor. Hatırlarsınız buna benzer bir öngörüyü, Mustafa Kemal Atatürk’te yapmıştı ve birinci dünya savaşı akabinde ikinci dünya savaşının gerçekleşeceğini söylemişti.  
Ekleme Tarihi: 26 Şubat 2023 - Pazar

Rusya, Yüzyıllık Dengeleri Bozuyor.

Dünya savaşları sonrasında emperyalist ülkeler; Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği(AB), Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO)  ve Şangay Birliği (ŞB) gibi uluslararası örgütlenmeler içerisine girdi.  Birinci ve ikinci dünya savaşları sonrasında yaşanan büyük kayıplar, ülkelerin bu yapılanmalara üye olmasını sağladı. Özellikle ikinci dünya savaşından sonra, gerek emperyalist varlıklarını sürdürmek, gerekse ulus devlet kimliklerini korumak için birçok ülke bu örgütlenmelere girmek zorunda kaldı.

İkinci dünya savaşında; Amerika Birleşik Devletleri, Japonya’ya atom bombası atması ile bu örgütlenmelerin gerekliliği kaçınılmaz oldu. Yine ikinci dünya savaşından sonra bu örgütlenmeler içerisinde bulunan ülkelerin, karşılıklı olarak veya birebir şekilde birbirlerini tehdit etmedikleri de görülmektedir. Kısacası süreç içerisinde, ne NATO AB’yi, ne de ŞB, NATO’yu acık ve ciddi bir şekilde tehdit etmediği gözlemlenmektedir.

Peki, çıkar ilişkisi güden bu ülke birlikleri, nasıl bir birine dokunmadan bu kadar uzun süre kalabildi?

 Dünyayı bölgelere ayıran bu iş birliği örgütleri tarih boyunca, hükmetmek istedikleri bölgelerin yerel güçlerini savaştırarak bir birleri ile dalaşmadı. Bu yerel güçler kimi zaman terör örgütlerinden oluştu, kimi zaman ise dini ve etnik kimlik örgütlenmelerinden oluştu.

Peki, bu süreç nasıl gelişti?

Örneğin; ABD, Rusya ile sürekli çıkar çatışması yaşamaktadır. Ancak bugüne kadar ne ABD, ne de Rusya “seni vururum” şeklinde ciddi ve açık bir şekilde bir birlerini tehdit etmedi. Bunu şu şekilde gerçekleştirdiler; Mesela Rusya, El Kaide Örgütüne destek verirken, Amerika Taliban’ı destekledi ve iki örgüt arasındaki mücadeleyi kazanan tarafı tutan ülke, iktidarı da ele geçirerek Afganistan’ı yönetti. Bir başka örnek ile açıklayacak olursak; Amerika devleti A örgütünü desteklerken, Rusya B örgütünü destekliyor ve bu yerel örgütlerin savaşından kazanan o bölgenin hâkimi oluyor. Bu ve buna benzer süreçler, Ortadoğu gibi birçok üçüncü dünya ülkesinin bir biri ile savaşmasına neden olurken, aynı zamanda o bölgedeki yaşayan birçok insan, Amerika ve Rusya rekabetinin kurbanı oluyor. İşte dostlar, Ortadoğu gibi bölgelerde kanların durmama sebebi, maalesef Amerika ve Rusya gibi emperyalist devletlerin güç savaşından kaynaklı gelişiyor. Bu durum, yalnızca Rusya ve Amerika özelinde gelişmiyor. Diğer Avrupa devletleri de bunun gibi birçok süreci birbirlerine dokunmadan, yerel halkı savaştırarak rekabet ediyor.

Savaşmadan Kazanan Tek Ülke: İngiltere

Bahsettiğimiz rekabet içerisinde, her iki ülke ile iyi geçinen İngilizler, neredeyse hiç kalem oynatmadan savaşların tek galibi oluyor. Örneğin, Afganistan savaşında ABD ve Rusya mücadele etti ancak, İngiliz şirketler ülkeye ait kaynakları sömürdü. Anlayacağınız kazan kazan ilişkisi sevgili dostlar… Hem mücadele eden emperyalist ülke kazanıyor, hem de onu destekleyen ve arasını iyi tutan emperyalist ülke kazanıyor. Ancak kim kaybediyor? Yörede yaşayan insanlar. Hatta kazandığını sanan örgütler bile bu savaşanın kaybedeni. Anlayacağınız olan, yine garibana oluyor.

Boks Maçına Benziyor.

Amerika’da gelişen boks sporuna baktığımızda, iki insan kavga ediyor. Boks maçında da herkes bir taraf seçiyor. Eğer seçtiğiniz taraf kazanırsa sizde kazanmış oluyorsunuz. Peki ya emek veren ve harap olan kim? Tabii ki olan, boksörlere oluyor sevgili dostlar. Birde o boks maçını düzenleyen var. Aslında en çok o maçı düzenleyen kazanıyor. İşte bu maçı düzenleyen emperyalist ülke kim derseniz, İngiltere sevgili dostlar. Hem oyunu kuranlar kazanıyor, hem boksörleri yaraştıranlar kazanıyor, hem de o boksöre yatırım yapanlar kazanıyor. Bu oyunun tek kaybedeni ise kazanmasına bakılmaksızın tabii ki boksörler oluyor.

Yüzyıl Sonra İlk Defa Rusya, Dengeleri Alt-Üst Ediyor.

Ukrayna-Rusya savaşı üzerinden bir yıl geçti. Bu savaş tarihte gelişen en ilginç savaşlardan bir tanesi. Bu savaş ile ilk defa Rusya, bire bir tüm emperyalist rakiplerini ciddi bir şekilde tehdit etti. Nükleer bombaları öne sürdü. Bir nevi, “eğer istediklerimi yapmazsanız sizi vururum” demeye getirdi. Biliyorsunuz Avrupa ve NATO Ukrayna’yı destekliyor. Rusya ise Ukrayna’nın NATO’ya girmesini ve dolayısıyla sınırlarına yakın yerde bir NATO üssü kurulmasını istemiyor. Bu süreç ile emperyalist rakipler, karşılıklı olarak bir birlerini zor duruma düşürmeye çalışıyor.

Suriye Çıkmazı Buna Zemin Hazırladı.

Emperyalist ülkelerin, Mezopotamya da bataklığa batması durumu, Ukrayna ve Rusya savaşına zemin hazırladı. ABD ve Rusya’nın, hatta neredeyse tüm Avrupa devletlerinin yüzyıl önceki gibi bir birlerine girdiği gözlemleniyor. Hatırlarsınız buna benzer bir öngörüyü, Mustafa Kemal Atatürk’te yapmıştı ve birinci dünya savaşı akabinde ikinci dünya savaşının gerçekleşeceğini söylemişti.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.