Ali ÜNLÜ
Köşe Yazarı
Ali ÜNLÜ
 

Rantın ve Dolandırıcılığın Kod Adı: Gayrimenkul

6 Şubat depremlerinin yıl dönümündeyiz. 6 Şubat depremlerinden etkilenen vatandaşlarımıza “geçmiş olsun” diyor, vefat eden vatandaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Milyonlarca insanımızın etkilendiği ve binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği 6 Şubat depremleri bizlere gösterdi ki, barınma gibi temel bir ihtiyacının “gayrimenkul” adı altında bir yatırım aracı olarak görülmesi, insan hayatına şerh düşülen kara bir leke olarak devam etmesine neden olmaktadır. Bu kapsamda konuyu ele aldığımızda, barınma gibi temel ihtiyacın gayrimenkul adı altında yatırım aracı olarak görülmesi, insan hayatını ve sosyal yaşamını etkileyen ana unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Sizleri çok geçmişe götürmek istiyorum, hatırlar mısınız? İstanbul köprüsünün satıldığı dönemleri. İstanbul’a göç eden bireyleri dolandırmak için dolandırıcıların, “köprü benim” diyerek köprüyü sattığı dönemleri. Hatta Kemal Sunal’ın bazı filmlerine de bu durum konu oldu. Hatırlar mısınız? Biraz daha ileri bir tarihe gidelim. Hatırlar mısınız? Bankerlerin kurduğu kooperatifler ile insanların kandırıldığı dönemleri. Kupon ile ev dağıtılan, “Talihli Amele” gibi filmlere konu olan olayları, hatırlar mısınız? Biraz daha hafızalarımızı zorlayalım. Hatırlar mısınız? Zamanında yayınlanan birçok Yeşilçam filminde, inşaatlardan malzeme çalındığı sahneleri ve televizyon haberlerini. Hatırlıyorsunuz değil mi? İşte maalesef o günden bu güne değişen hiç bir şey yok. 2024 yılının Türkiye’sinde, yine aynı görüntü ve olaylara maalesef şahit olabiliyoruz. Örneğin, tapusunu almış, ödemelerini bitirmiş birçok vatandaşın, yok şu parası, yok bu parası denilerek,  yıllar sonra borç çıkartılan kooperatif mağduru olduğunu görebiliyoruz. Yine topraktan satıyoruz diyerek, ev hayali kuran vatandaşları kandırıp, evlerini teslim etmeyen inşaat firmaları olduğunu görebiliyoruz. Yine sağlam deyip, lüks deyip, iki banyo iki tuvalet ile vatandaşların gözlerini boyayan firmaları görebiliyoruz. Yine vicdanını tatile yollayan, insan hayatı üzerinden rant elde etmeye çalışan, utanmadan, sıkılmadan malzeme çalan firmalara şahit olabiliyoruz. Öyle bir şey düşünün ki, devletimizin almış olduğu tüm önlemlere kılıf bulan, altından girip üstünden çıkan  müteahhitlere şahit olabiliyoruz. Daha kiracıların maruz kaldığı olaylara girmiyorum bile.... İşte değerli dostlar, maalesef bu durumların ana sebebi, yemek gibi, içmek gibi, hava gibi bireyin temel ihtiyacı olan, barınma ihtiyacının yatırım aracı olarak görülmesidir.  Ne zaman bu konu hakkında bilinçleneceğiz bilmiyorum? Ancak, yıllardır süren örneklere baktığımızda anlıyoruz ki, rantın ve dolandırıcılığın kod adı, “gayrimenkul” değerli dostlarım. Sevindiğim nokta ise, bir önceki dönem Çevre ve Şehircilik Bakanımızın, “gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkaracağız.” açıklamalarıydı. Bu konuda çalışmalar yürütülmesi önem arz ettiği gibi bizlerinde bu duruma daha talepkar ve bilinçli olmamız gerekiyor. Aksi halde, deprem coğrafyasında bulunan ülkemizde, daha çok hüzünlü günler yaşarız, daha çok sıcak bir yuva hayali kurarken dolandırılırız gibime geliyor. Esen kalın değerli dostlarım.
Ekleme Tarihi: 06 Şubat 2024 - Salı

Rantın ve Dolandırıcılığın Kod Adı: Gayrimenkul

6 Şubat depremlerinin yıl dönümündeyiz. 6 Şubat depremlerinden etkilenen vatandaşlarımıza “geçmiş olsun” diyor, vefat eden vatandaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Milyonlarca insanımızın etkilendiği ve binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği 6 Şubat depremleri bizlere gösterdi ki, barınma gibi temel bir ihtiyacının “gayrimenkul” adı altında bir yatırım aracı olarak görülmesi, insan hayatına şerh düşülen kara bir leke olarak devam etmesine neden olmaktadır. Bu kapsamda konuyu ele aldığımızda, barınma gibi temel ihtiyacın gayrimenkul adı altında yatırım aracı olarak görülmesi, insan hayatını ve sosyal yaşamını etkileyen ana unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sizleri çok geçmişe götürmek istiyorum, hatırlar mısınız? İstanbul köprüsünün satıldığı dönemleri. İstanbul’a göç eden bireyleri dolandırmak için dolandırıcıların, “köprü benim” diyerek köprüyü sattığı dönemleri. Hatta Kemal Sunal’ın bazı filmlerine de bu durum konu oldu. Hatırlar mısınız? Biraz daha ileri bir tarihe gidelim. Hatırlar mısınız? Bankerlerin kurduğu kooperatifler ile insanların kandırıldığı dönemleri. Kupon ile ev dağıtılan, “Talihli Amele” gibi filmlere konu olan olayları, hatırlar mısınız? Biraz daha hafızalarımızı zorlayalım. Hatırlar mısınız? Zamanında yayınlanan birçok Yeşilçam filminde, inşaatlardan malzeme çalındığı sahneleri ve televizyon haberlerini. Hatırlıyorsunuz değil mi? İşte maalesef o günden bu güne değişen hiç bir şey yok. 2024 yılının Türkiye’sinde, yine aynı görüntü ve olaylara maalesef şahit olabiliyoruz. Örneğin, tapusunu almış, ödemelerini bitirmiş birçok vatandaşın, yok şu parası, yok bu parası denilerek,  yıllar sonra borç çıkartılan kooperatif mağduru olduğunu görebiliyoruz. Yine topraktan satıyoruz diyerek, ev hayali kuran vatandaşları kandırıp, evlerini teslim etmeyen inşaat firmaları olduğunu görebiliyoruz. Yine sağlam deyip, lüks deyip, iki banyo iki tuvalet ile vatandaşların gözlerini boyayan firmaları görebiliyoruz. Yine vicdanını tatile yollayan, insan hayatı üzerinden rant elde etmeye çalışan, utanmadan, sıkılmadan malzeme çalan firmalara şahit olabiliyoruz. Öyle bir şey düşünün ki, devletimizin almış olduğu tüm önlemlere kılıf bulan, altından girip üstünden çıkan  müteahhitlere şahit olabiliyoruz. Daha kiracıların maruz kaldığı olaylara girmiyorum bile.... İşte değerli dostlar, maalesef bu durumların ana sebebi, yemek gibi, içmek gibi, hava gibi bireyin temel ihtiyacı olan, barınma ihtiyacının yatırım aracı olarak görülmesidir. 

Ne zaman bu konu hakkında bilinçleneceğiz bilmiyorum? Ancak, yıllardır süren örneklere baktığımızda anlıyoruz ki, rantın ve dolandırıcılığın kod adı, “gayrimenkul” değerli dostlarım. Sevindiğim nokta ise, bir önceki dönem Çevre ve Şehircilik Bakanımızın, “gayrimenkulü yatırım aracı olmaktan çıkaracağız.” açıklamalarıydı. Bu konuda çalışmalar yürütülmesi önem arz ettiği gibi bizlerinde bu duruma daha talepkar ve bilinçli olmamız gerekiyor. Aksi halde, deprem coğrafyasında bulunan ülkemizde, daha çok hüzünlü günler yaşarız, daha çok sıcak bir yuva hayali kurarken dolandırılırız gibime geliyor. Esen kalın değerli dostlarım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.