Ali ÜNLÜ
Köşe Yazarı
Ali ÜNLÜ
 

Barış Gazeteciliği Mİ? Savaş Gazeteciliği Mi? Yoksa Stratejik İletişim Mi?

Barış gazeteciliği kavramı, tanım olarak objektif, çatışmaları yatıştırmayı önceleyen, hoşgörü ve diyalog merkezli habercilik anlayışına dayanmaktadır. Bu kapsamda çatışma içerisinde olan, bürokrasi ve ülkeler ilgili gazetecilik anlayışıyla barış sürecini başlatabilmektedir. Günümüzde bu habercilik türü nasıl işliyor? “Barış Gazeteciliği” açısından yapılan bilimsel çalışmaları gözlemlediğimizde, barış gazeteciliğinin amaçlarının farklı boyutlara evrildiği anlaşılmaktadır. Özellikle yaşanan Filistin-İsrail savaşı noktasında, güçsüz olan tarafı sürekli sükûnete davet eden barış gazeteciliği anlayışı söz konusu iken, güçlü olan tarafın gerçekleştirdiği eylemleri meşruiyete zemin hazırlayan bir anlayış söz konusu. Gerçekten barış gazeteciliği mi? Ele aldığımız bu anlayışın, gerçekten bir barış gazeteciliği olup olmadığı sorgulanmaktadır. Kavramsal anlamına baktığımızda “Barış” kelimesi “Savaş” kelimesi ile aynı özelliği göstermese de, iki kardeş kelime kökeni diye biliriz.  Bir birini tamamlayan ve bir birinin sonucu olarak ortaya çıkan bu iki kelime, savaşsız barışın olmayacağı anlamını doğurmaktadır. Dolayısıyla savaşsız barış olmaz, barışın şartlarını savaşlar belirler ve barış gazeteciliği kavramının, savaş gazeteciliği kavramıyla aynı düzlemde hareket etmesine olanak sağlayabilir. Gerçekler… Savaşlar genellikle bir zemin üzerine kurulur. Bu zemin, ekonomik, kültürel, siyaset gibi kavramlardan oluşan sosyal birçok durumu içerisinde taşır. Bu bağlamda, savaşların oluşması doğal sebepler düzeyinde gerçekleşse de, savaşların boyutunun açıklanabilir bir düzlem içerisinde olması gerekir. Dolayısıyla savaşlar, sosyal, kültürel, stratejik ve askeri özellikler üzerinde gerçekleşir. İşte değerli dostlarım, bugün ki yaşadığımız durumun ana kaynağı budur. Bir savaş var. Güçlü olan ülkeler haklı olduklarını kamuoyuna farklı metotlarla açıklarken, barış gazeteciliği kavramını stratejik bir hamle olarak kullanabilmektedir. Öte yandan, güçlü olan ülkeler barış gazeteciliği kavramını, stratejilerine göre şekillendirebilmektedir. Dolayısıyla barış gazeteciliği çalışmaları, ne kadar popüler olursa olsun, güçlünün yanında, zayıfın karşında tutum sergilemektedir. Öneri… Günümüzde yaşanan olayların geneline baktığımız zaman, barış gazeteciliğini işletmek mümkün değildir. Sıcak çatışmaların sürdüğü süreç içerisinde, barış gazeteciği için bir fırsat görülmemektedir. Ancak, barış gazeteciliğini stratejik olarak kullanmak mümkündür. Bu durumu, bir örnek olay üzerinden açıklayacak olursak; düşünün, iki kişi kavga ediyor ve siz kavgayı ayırıyorsunuz. Kavgayı ayırırken bir tarafı tutuyorsunuz ama saldıran taraf serbest kalıyor. Sonuç ne olur? Sizin o kavgada tuttuğunuz kişi daha fazla tahribat görür ve sonuç farklı boyut kazanır. Örnek olayda bahsettiğimiz gibi, barış gazeteciliği de bu şekilde kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu konuda bilinç sahibi olmamız gerekir.  
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2024 - Pazartesi

Barış Gazeteciliği Mİ? Savaş Gazeteciliği Mi? Yoksa Stratejik İletişim Mi?

Barış gazeteciliği kavramı, tanım olarak objektif, çatışmaları yatıştırmayı önceleyen, hoşgörü ve diyalog merkezli habercilik anlayışına dayanmaktadır. Bu kapsamda çatışma içerisinde olan, bürokrasi ve ülkeler ilgili gazetecilik anlayışıyla barış sürecini başlatabilmektedir.

Günümüzde bu habercilik türü nasıl işliyor?

“Barış Gazeteciliği” açısından yapılan bilimsel çalışmaları gözlemlediğimizde, barış gazeteciliğinin amaçlarının farklı boyutlara evrildiği anlaşılmaktadır. Özellikle yaşanan Filistin-İsrail savaşı noktasında, güçsüz olan tarafı sürekli sükûnete davet eden barış gazeteciliği anlayışı söz konusu iken, güçlü olan tarafın gerçekleştirdiği eylemleri meşruiyete zemin hazırlayan bir anlayış söz konusu.

Gerçekten barış gazeteciliği mi?

Ele aldığımız bu anlayışın, gerçekten bir barış gazeteciliği olup olmadığı sorgulanmaktadır. Kavramsal anlamına baktığımızda “Barış” kelimesi “Savaş” kelimesi ile aynı özelliği göstermese de, iki kardeş kelime kökeni diye biliriz.  Bir birini tamamlayan ve bir birinin sonucu olarak ortaya çıkan bu iki kelime, savaşsız barışın olmayacağı anlamını doğurmaktadır. Dolayısıyla savaşsız barış olmaz, barışın şartlarını savaşlar belirler ve barış gazeteciliği kavramının, savaş gazeteciliği kavramıyla aynı düzlemde hareket etmesine olanak sağlayabilir.

Gerçekler…

Savaşlar genellikle bir zemin üzerine kurulur. Bu zemin, ekonomik, kültürel, siyaset gibi kavramlardan oluşan sosyal birçok durumu içerisinde taşır. Bu bağlamda, savaşların oluşması doğal sebepler düzeyinde gerçekleşse de, savaşların boyutunun açıklanabilir bir düzlem içerisinde olması gerekir. Dolayısıyla savaşlar, sosyal, kültürel, stratejik ve askeri özellikler üzerinde gerçekleşir. İşte değerli dostlarım, bugün ki yaşadığımız durumun ana kaynağı budur. Bir savaş var. Güçlü olan ülkeler haklı olduklarını kamuoyuna farklı metotlarla açıklarken, barış gazeteciliği kavramını stratejik bir hamle olarak kullanabilmektedir. Öte yandan, güçlü olan ülkeler barış gazeteciliği kavramını, stratejilerine göre şekillendirebilmektedir. Dolayısıyla barış gazeteciliği çalışmaları, ne kadar popüler olursa olsun, güçlünün yanında, zayıfın karşında tutum sergilemektedir.

Öneri…

Günümüzde yaşanan olayların geneline baktığımız zaman, barış gazeteciliğini işletmek mümkün değildir. Sıcak çatışmaların sürdüğü süreç içerisinde, barış gazeteciği için bir fırsat görülmemektedir. Ancak, barış gazeteciliğini stratejik olarak kullanmak mümkündür. Bu durumu, bir örnek olay üzerinden açıklayacak olursak; düşünün, iki kişi kavga ediyor ve siz kavgayı ayırıyorsunuz. Kavgayı ayırırken bir tarafı tutuyorsunuz ama saldıran taraf serbest kalıyor. Sonuç ne olur? Sizin o kavgada tuttuğunuz kişi daha fazla tahribat görür ve sonuç farklı boyut kazanır. Örnek olayda bahsettiğimiz gibi, barış gazeteciliği de bu şekilde kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu konuda bilinç sahibi olmamız gerekir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.