Ali ÜNLÜ
Köşe Yazarı
Ali ÜNLÜ
 

İstanbul, Acil Boşaltılmalı.

1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildikten sonra İstanbul’da, ticaretin gelişmesi için bir takım politikalar geliştirildi. Özellikle İstanbul’un, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olmasından sonra bu politikalar, hızlı bir biçimde uygulandı. Günümüze kadar süren ve İstanbul’un ticari faaliyetleri noktasında yaşanan göç dalgası ise şehrin farklı bir biçimde şekillenmesine neden oldu. Ticaretin ve Farklı Medeniyetlerin Merkezi Haline Geldi. Ticaretin gelişmesi ile birlikte İstanbul, büyük göç almaya başladı. Gerek Osmanlı döneminde, gerekse günümüzde, bünyesinde ticareti ve iş olanaklarını barındırmasıyla farklı medeniyetlerinde merkezi haline geldi. Dolayısıyla şehirde hızla artan nüfus yoğunluğu, İstanbul şehrinde çarpık kentleşmenin en önemli nedeni olarak gösterilmektedir. Çarpık Kentleşme, Depreme Karşı Riskli Yapıların Oluşumuna Neden Oluyor. İstanbul şehrinde yaşanan çarpık kentleşme ve nüfus sorunu, şehirde depreme karşı riskli yapıların oluşumuna neden olmaktadır. Basit bir örnekle anlatacak olursak; Artan nüfus oranı, şehrin hemen hemen her bölgesinde inşaatların oluşumuna katkı sağlamaktadır. Dolasıyla zemin etüdü açısından, sağlam zeminlerin neredeyse tamamının dolduğu gibi aynı zamanda, olası bir afet durumunda şehirde sığınılacak güvenli bölgelerin oldukça azaldığı ve nüfusu karşılamadığı anlaşılmaktadır. Bu durum ise olası bir afet karşısında şehrin, büyük riskler taşıdığını göstermektedir. İstanbul Şehri Yarından Erken Olmamak Kaydıyla Boşaltılmalıdır. Ülkemizde birçok ilginç süreçleri yaşadığımız bu dönem içerisinde, iki büyük deprem yaşadık. Birçok bilim insanı ise yaşanan depremleri, ilk depremin ardından sonra yaşanan 2 büyük depremin olduğunu ve sonrasında yaşadığımız ikinci büyük depremin ardından ise bir büyük deprem daha gerçekleştiğini belirtmektedir. Bu bağlamda depremleri ele aldığımızda, aynı anda birbirinden bağımsız 5 büyük deprem yaşadığımızı söylemek mümkün. Sonraki üç haftalık süreç içerisinde Hatay ilinde 6.4 büyüklüğünde bir bağımsız depremin yaşanması ve geçtiğimiz gün deprem risk haritasında 4. bölgede olmasına rağmen Niğde’de 5.3 büyüklüğünde bir depremin olması, ülkemizin çok zor bir süreçten geçtiğinin en önemli göstergesi. Öte yandan 50 Bin’e yaklaşan vefat sayısı ise bu zor sürecin, bilançosunu ortaya koymaktadır. Özellikle yaşanan depremlerin 20’den fazla ilde hissedilmesi ve yüzbinlerce yapının yıkılması ise toplumun, depremlere ilgisini daha fazla artırmaktadır. Yine yaşanılan zor süreç içerisinde tüm bilim insanlarımız, İstanbul’da gerçekleşecek büyük depreme işaret etmektedir. İstanbul şehrinde yaşanacak büyük depremin, mevcut yapı stoğu ile aşılamayacağı ise yine bilim insanlarımızın en önemli uyarısı haline geldi. Riskli yapıların İstanbul şehrinde on binleri bulması, konunun vahametini ortaya koymaktadır. Mevcut durumu bu açıdan değerlendirdiğimizde, İstanbul şehri yarından erken olmamak kaydıyla boşaltılmalıdır. İstanbul Şehrinde Bulunan Büyük Firma Merkezleri, Kaynak Yakınlıkları Baz Alınarak Depremden Etkilenen Bölgelere Taşınmalıdır. Yaşadığımız büyük depremlerin ardından depremden etkilenen bölgelerde, demografinin değişebilmesi sorunu gündeme gelmektedir. Bu bölgelerde nüfusun farklı illere göç ettiği de, bilinen en önemli gerçeklerden. Devletimiz ise depremden etkilenen yöre halkının bir an önce sağlam yapılara kavuşturmayı hedeflemektedir. Bir yıl içerisinde yapılacak olan konutların yanına, İstanbul’da faaliyet gösteren büyük firma merkezleri, kaynak yakınlıkları baz alınarak depremden etkilenen bölgelere sevk edilmelidir. Bu sayede, hem İstanbul nüfusu azalacaktır, hem deprem riskli yapılar daha rahat dönüştürülecektir, hem de depremden etkilenen bölgelerde ticari hareketlilik tekrar kazandırılacaktır. Bunun yanı sıra, depremzede bölgelerdeki gerek nüfus hareketliliği, gerek ülkemizin güvenliği, gerekse İstanbul şehrinde yaşayan milyonlarca insanın can güvenliği tahsis edilmiş olacaktır. Farklı Senaryolar Var Bilim insanlarının, İstanbul depremi ile ilgili farklı senaryoları var. Şehirde, Tsunami olma riski de bulunuyor. Kimi bilim insanı, İstanbul’da tek bir deprem ile fayın kırılacağını belirtirken, kimi bilim insanı ise bu kırılmanın, iki büyük deprem ile de gerçekleşebileceğini söylüyor. Yine İstanbul’da olası büyük bir deprem sonrasında, Tsunami oluşma riski de bulunuyor.   
Ekleme Tarihi: 26 Şubat 2023 - Pazar

İstanbul, Acil Boşaltılmalı.

1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildikten sonra İstanbul’da, ticaretin gelişmesi için bir takım politikalar geliştirildi. Özellikle İstanbul’un, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olmasından sonra bu politikalar, hızlı bir biçimde uygulandı. Günümüze kadar süren ve İstanbul’un ticari faaliyetleri noktasında yaşanan göç dalgası ise şehrin farklı bir biçimde şekillenmesine neden oldu.

Ticaretin ve Farklı Medeniyetlerin Merkezi Haline Geldi.

Ticaretin gelişmesi ile birlikte İstanbul, büyük göç almaya başladı. Gerek Osmanlı döneminde, gerekse günümüzde, bünyesinde ticareti ve iş olanaklarını barındırmasıyla farklı medeniyetlerinde merkezi haline geldi. Dolayısıyla şehirde hızla artan nüfus yoğunluğu, İstanbul şehrinde çarpık kentleşmenin en önemli nedeni olarak gösterilmektedir.

Çarpık Kentleşme, Depreme Karşı Riskli Yapıların Oluşumuna Neden Oluyor.

İstanbul şehrinde yaşanan çarpık kentleşme ve nüfus sorunu, şehirde depreme karşı riskli yapıların oluşumuna neden olmaktadır. Basit bir örnekle anlatacak olursak; Artan nüfus oranı, şehrin hemen hemen her bölgesinde inşaatların oluşumuna katkı sağlamaktadır. Dolasıyla zemin etüdü açısından, sağlam zeminlerin neredeyse tamamının dolduğu gibi aynı zamanda, olası bir afet durumunda şehirde sığınılacak güvenli bölgelerin oldukça azaldığı ve nüfusu karşılamadığı anlaşılmaktadır. Bu durum ise olası bir afet karşısında şehrin, büyük riskler taşıdığını göstermektedir.

İstanbul Şehri Yarından Erken Olmamak Kaydıyla Boşaltılmalıdır.

Ülkemizde birçok ilginç süreçleri yaşadığımız bu dönem içerisinde, iki büyük deprem yaşadık. Birçok bilim insanı ise yaşanan depremleri, ilk depremin ardından sonra yaşanan 2 büyük depremin olduğunu ve sonrasında yaşadığımız ikinci büyük depremin ardından ise bir büyük deprem daha gerçekleştiğini belirtmektedir. Bu bağlamda depremleri ele aldığımızda, aynı anda birbirinden bağımsız 5 büyük deprem yaşadığımızı söylemek mümkün. Sonraki üç haftalık süreç içerisinde Hatay ilinde 6.4 büyüklüğünde bir bağımsız depremin yaşanması ve geçtiğimiz gün deprem risk haritasında 4. bölgede olmasına rağmen Niğde’de 5.3 büyüklüğünde bir depremin olması, ülkemizin çok zor bir süreçten geçtiğinin en önemli göstergesi. Öte yandan 50 Bin’e yaklaşan vefat sayısı ise bu zor sürecin, bilançosunu ortaya koymaktadır. Özellikle yaşanan depremlerin 20’den fazla ilde hissedilmesi ve yüzbinlerce yapının yıkılması ise toplumun, depremlere ilgisini daha fazla artırmaktadır. Yine yaşanılan zor süreç içerisinde tüm bilim insanlarımız, İstanbul’da gerçekleşecek büyük depreme işaret etmektedir. İstanbul şehrinde yaşanacak büyük depremin, mevcut yapı stoğu ile aşılamayacağı ise yine bilim insanlarımızın en önemli uyarısı haline geldi. Riskli yapıların İstanbul şehrinde on binleri bulması, konunun vahametini ortaya koymaktadır. Mevcut durumu bu açıdan değerlendirdiğimizde, İstanbul şehri yarından erken olmamak kaydıyla boşaltılmalıdır.

İstanbul Şehrinde Bulunan Büyük Firma Merkezleri, Kaynak Yakınlıkları Baz Alınarak Depremden Etkilenen Bölgelere Taşınmalıdır.

Yaşadığımız büyük depremlerin ardından depremden etkilenen bölgelerde, demografinin değişebilmesi sorunu gündeme gelmektedir. Bu bölgelerde nüfusun farklı illere göç ettiği de, bilinen en önemli gerçeklerden. Devletimiz ise depremden etkilenen yöre halkının bir an önce sağlam yapılara kavuşturmayı hedeflemektedir. Bir yıl içerisinde yapılacak olan konutların yanına, İstanbul’da faaliyet gösteren büyük firma merkezleri, kaynak yakınlıkları baz alınarak depremden etkilenen bölgelere sevk edilmelidir. Bu sayede, hem İstanbul nüfusu azalacaktır, hem deprem riskli yapılar daha rahat dönüştürülecektir, hem de depremden etkilenen bölgelerde ticari hareketlilik tekrar kazandırılacaktır. Bunun yanı sıra, depremzede bölgelerdeki gerek nüfus hareketliliği, gerek ülkemizin güvenliği, gerekse İstanbul şehrinde yaşayan milyonlarca insanın can güvenliği tahsis edilmiş olacaktır.

Farklı Senaryolar Var

Bilim insanlarının, İstanbul depremi ile ilgili farklı senaryoları var. Şehirde, Tsunami olma riski de bulunuyor. Kimi bilim insanı, İstanbul’da tek bir deprem ile fayın kırılacağını belirtirken, kimi bilim insanı ise bu kırılmanın, iki büyük deprem ile de gerçekleşebileceğini söylüyor. Yine İstanbul’da olası büyük bir deprem sonrasında, Tsunami oluşma riski de bulunuyor.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.