Ülkemizin gündemi, çok çalkantılı bir süreçten geçiyor. Yaşamış olduğumuz büyük afetler ve bazı siyasi konular, gündemimizin önemli başlıklarını oluşturuyor. Ancak hepimizin göz ardı ettiği bir konu var. Bu konu, dünyaya açılma konusunda avantajlı bir konumda bulunmamızdır. Bildiğiniz üzere Avrupa, büyük sıkıntılar yaşamakta. Bunun yanı sıra aynı sıkıntıları Rusya, ABD, Çin gibi dünyayı yöneten güçlerde yaşamaktadır. Teknolojiden savunma sanayine, gıda sektöründen tekstil sektörüne kadar tüm pazarlarda bu büyük ülkelerin hâkimiyeti söz konusu. Türkiye’nin bu pazarlara açılması ve büyük güçler arasında denge görevi görmesi, Türkiye’nin ne kadar avantajlı bir konumda olduğunu gözler önüne seriyor. Peki, biz ne yapıyoruz? Ülkemizde yaşanmış bir büyük afet söz konusu. Maalesef bizler bu afetin yaralarını saramadan, aniden siyasi sorunlarımızla yüzleşmek zorunda kaldık. Ülkemizde yaşanan bu süreç, avantajlı konumumuza zarar verebilir. Deprem bölgelerine olan ilgiyi bir anda siyasete çevirdik. Bu açıdan bizlerin, çok akıllı ve mantıklı hareket etmemiz gerekmektedir. Ne yapmalıyız? Ülkemizin şu anda en önemli sorunu, afet sorunudur. Öncelikle büyük afetlere dayanıklı yapıların dönüşümünü hızla gerçekleştirmeliyiz. İstanbul özelinde tüm şehirlerimizi, afetlere dayanıklı hale getirmeliyiz. Bu sayede, inşaat firmalarının gelişimi sağlayarak bu firmaların, uluslararası platformlara geçişlerini sağlamalıyız. Bu açıdan, hem vatandaşımızın refahını sağlarken, hem de avantajlı konumumuzu kullanarak inşaat pazarında bizde varız demeliyiz. Deprem sonrasında yaşadığımız en büyük eksiklerden bir tanesi de, maalesef eğitim politikalarımızın yetersizliği. Özellikle deprem bölgelerinde, nitelikli iş gücü ortaya koyabileceğimiz eğitim politikalarımızı ülke genelinde nüfuz etmesini sağlamalıyız. Eğitim politikalarımızı bu ölçüde uygulamaya geçirerek, yaraların sarılmasına daha hızlı katkı sağlayabiliriz. Afetten etkilenen bölgelerde modern ve dayanıklı konutların yanı sıra, sosyoekonomik alt yapının günümüz şartlarına uygun küresel bir karşılık bulacak şekilde dönüştürmesi gereklidir. Bu bağlamda, oluşturulacak yapılar ancak eğitim ile hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilecektir. Siyasi tavırlarımızı bir kenara bırakarak birlikte hareket etmeliyiz. Birlikte hareket etmemiz gereken şu süreçte, bilinçli kararlar ve hareketlerde bulunmamız gerekmekte. Ülkemizde ki iç siyaseti iyi okumamız gerekmekte ve ülkemizde yaşanan muhalefet sorununun bir an önce çözmeliyiz. Unutmayın bizler denetim eksikliği ile cebelleşip duruyoruz. Devlet geleneğinde, devleti hükümet yönetir, muhalefet denetler. Bu açıdan sürekli söylediğim gibi, “ülkemizde iktidar sorunu yok, yönetimi tek başına sağlamasına imkân tanıyan muhalefet sorunu var”. Seçim sonrasından tek beklentim, iyi bir iktidar ve iktidarı denetleyen iyi bir muhalefetin sandıklardan çıkmasıdır. Demokrasi çerçevesinde, herkesin geleceğini düşünen ve Türkiye çıkarlarına göre hareket eden siyasi çevrelerin oluşmasıdır. Umutluyum. Bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün umutla baktığı bir milletiz. Yine tarihimiz bizlere gösteriyor ki; Dünya medeniyetine önemli kimlikler kazandırmış, önemli değerleri oluşturmuş, dünyaya bir değer kazandırmış büyük bir medeniyetiz. Duruşuyla, oturuşuyla, kalkışıyla, aklıyla, kültürüyle, manevi değerleriyle önemli bir milletiz. Hepimiz farklıyız. Ancak en büyük değerimiz, bu farklılıklarımızdan kaynaklanmaktadır. O yüzden ben çok umutluyum. Yaraları birlikte saracağız. Nasıl ki depremin ilk gününden itibaren cansiperane hareket edip, Türk, Arap, Süryani, Kürt, Alevi demeden bölgeye yardıma koştuysak, bu günleri de birlikte atlatacağız. Geleceğe güzel bir Türkiye bırakacağız. Çünkü unutmayın, bizlerin sığınacağı başka bir Türkiye yok. Kimse bizlere, ülkemizde misafir ettiğimiz mültecilere davrandığımız gibi iyi niyetli davranmayacaktır. Ne Amerika, ne Avrupa, ne Rusya ne de başka bir ülke. O yüzden kendi bireysel çıkarlarımızı ve menfaatlerimizi bir kenara bırakıp en iyi şekilde çalışmalıyız ve en önemlisi vatanımıza sahip çıkmalıyız. Göreceksiniz tarih bu köşe yazımızı haklı çıkaracaktır. Saygı ve sevgi ile değerli dostlar…