Medya, geniş kitlelere hızlı ulaşımın araçlarından biridir. Bu bağlamda algı oluşturmanın en güçlü organlarından biri sayılmaktadır. Öte yandan medya kavramı, mesajları, fikirleri veya görüşleri yayarak insanların zihninde belirli bir izlenim yaratır. Bu durum, televizyon, radyo, gazete, dergi, internet ve en önemlisi sosyal medya gibi çeşitli platformlar aracılığıyla gerçekleşebilir. Medyanın algı oluşturmadaki gücü, insanların düşüncelerini, inançlarını ve davranışlarını etkileyebilme yeteneğiyle ilgilidir.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde, medyanın algı oluşturmadaki gücünü sağlayan bazı faktörler şu şekilde sıralanmaktadır; kapsayıcılık ve erişim, tekrar süreklilik, görüntü ve sözün gücü, otorite ve güvenirlik, manipülasyon ve seçici sunum. Bu yönüyle medya kapsayıcı bir olay üzerinden içerik oluşturur ve erişime açar. Yine erişime açtığı içeriği tekrar ve süreklilik arz eden bir şekilde sunmaya devam eder, görüntü ve sözün günüde kullanarak bireylerin algısını değiştirir. Öte yandan, bünyesinde barındırdığı otorite ve güvenilirlik özelliklerini de kullanarak, seçtiği manipülatif içeriklerle bu algını güçlü kalmasına sebep olur.
Medyada Algı Kavramı ve Gölgesindeki Gerçeklik.
Medyanın gerçeklik üzerindeki temsili çoğu zaman zayıf bir ölçüde süreğenleşmektedir. Bu bağlamda konuyu ele aldığımızda medya, belirli bir mesajı veya görüşü ileterek algı oluşturabilir, ancak bu algılar her zaman gerçeği tam olarak yansıtmayabilir. Bu nedenle, medyanın yarattığı algılar ile gerçeklik arasında bir ayrım yapmak önemlidir. Medya, bir olayı veya konuyu ele alırken belirli bir perspektiften yaklaşabilir ve bu perspektife uygun şekilde haberleri sunabilir. Konuyu bu perspektiften değerlendirdiğimizde, medya her zaman bir ayna görevi üstlenir ve hiçbir zaman ayna tüm gerçekliği ortaya koyamaz. Çünkü aynayı tuttuğumuz açı ve aynanın bakış açısı bu gerçekliği farklılaştırabilmektedir.
Gerçeklik genellikle çok yönlüdür ve bir olay veya konu birçok farklı şekilde yorumlanabilir. Ancak, medyanın algı oluşturmasının arkasındaki gerçeklik her zaman net değildir ve medya kuruluşları farklı politikaları,ideolojileri ve çıkarları temsil edebilir. Bu nedenle, izleyicilerin veya okuyucuların medya içeriğini eleştirel bir şekilde değerlendirmesi ve farklı kaynaklardan bilgi edinmeye çalışması önemlidir.
Konuyu bir örnek olay üzerinden ele aldığımızda; siyasi bir olayın haberleştirilmesini düşünelim. Medya kuruluşları, bu tür haberleri kaleme alırken, kendisine ve ideolojisine yakın gördüğü adayları destekler nitelikte başlıklar attığı gözlemlenirken, kendisine ve ideolojisine uzak gördüğü adayları sert bir dil kullanarak tenkit ettiği gözlemlenmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde medya içerikleri sürekli bir bilinç ışığında tüketilmelidir.
Tenkitin En Önemli Kalkanı “Eleştiri” Ve Bilinçli Bir Tüketici Olarak Medya İçeriklerine Erişmek.
Günümüzde, tenkit yani açık arama kavramı ile eleştiri kavramı sürekli olarak karıştırılmaktadır. Tenkit, açık aramak ve bu açığı olumsuz bir şekilde karşı tarafa aktarmak demektir. Eleştiri ise, hem doğru hem de yanlış yönleri karşı tarafa göstererek, doğruya ulaşma sanatı demektir. Bu bağlamda olumsuz eleştiri diye bir kavram yoktur. Eleştiri olumludur ve her zaman bir yapı inşa eder. Bu bağlama değerlendirildiğinde, medya tenkit eder. Tenkiti ise eleştiri olarak topluma aktarır.
Medya kavramının bu durumu, toplumu medya içerikleri konusunda bilinçli tüketime sevk etmektedir. Bu yönüyle değerlendirildiğinde medya içerikleri, izler kitle tarafından sürekli bir bilinç ile gerçekliği ve algı gücü tespit edilerek tüketilmelidir. Bu açıdan, medya okuryazarlığı kavramının önemi ön plana çıkmaktadır. Unutulmamalıdır ki Marshall McLuhan’ın da dediği gibi; "Medya, toplumun zihinlerini şekillendirir ve yönlendirir."