Ali ÜNLÜ
Köşe Yazarı
Ali ÜNLÜ
 

Komplo Teorileri, Bilimin Temelini Oluşturur.

Ülkemizde yaşanan durumlarla ilgili bilim çevresinin yaptığı çok büyük bir hataya değinmek istiyorum. Hemen hemen her izlediğimiz bilim insanından, “o bir komplo teorisi, üzerine konuşulmaması gereklidir.” tarzında söylemler duymaktayız. Peki, sormak istiyorum; Pisagor, dünyanın yuvarlak olduğunu söyledi. O dönemde Pisagor’un bu söylemi de bir komplo teorisi olarak değerlendirilmedi mi?  Kendi tarihimize dönelim, Piri Reis’in ortaya koymuş olduğu dünya haritası da, yine keşfedilmeyen yerleri ortaya koyduğu için komplo teorisi olarak değerlendirilmedi mi? Bu yüzdendir ki, komplo teorileri bilimin temelini oluşturur. Avrupa ve Amerika’da Ortaya Atılan Her Teori Araştırılmaktadır. Ortaya atılan her teori, Avrupa ve Amerika’da araştırılmaktadır. Çünkü bilimin temeli, araştırmaktan geçmektedir. Araştırma olmadan bir konuyu, “komplo teorisi” deyip kestirip atmak, bilim ile açıklanamaz bir tutumdur. Dolayısıyla, en ufak bir söylemden oluşan bir olgu dahi araştırıp, bilimsel sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Aksi halde “komplo teorisi” olarak nitelendirilen, gerçek adı “bilimsel gürültü” olan bilgiler, gerçek bilimin yerine geçecektir. Depremlerin Uzay Çalışmaları İle İlişkisi Araştırılmalıdır. Yaşadığımız büyük felaketin ardından birçok kesim, “depremlerin uzay araştırmaları ile tetiklendiği” görüşüne sahip. Son yüzyıl içesinde ülkemizde yaşanan büyük depremlere ve paralelinde gerçekleştirilen uzay çalışmaları baz alındığında, bu durumun haklı bir gerekçe ile ortaya atıldığı gözlemlenmektedir. Bilim insanlarımızın ise bu görüşler için, “komplo teorisi” tanımlaması yaparak, konuyu kestirip attığı anlaşılmaktadır. Ancak, verdiğimiz örneklerde de gördüğümüz gibi bu konunun, araştırılması ve bilimsel veriler ile açıklanması gerektiği kanısındayım. Fay kırıklarının oluşmasının nedeni anakaranın hareketlerinden kaynaklanmaktadır. Anakaranın hareketi ise dünyanın dönmesi ile enerjisini almaktadır. Tüm gezegenlerin güneş etrafında sistemli bir şekilde döndüğünü düşündüğümüzde, bu sistemi bozacak ufacık bir dışardan etmenin, dünyanın dönüşünü etkileyebileceği gibi fay kırıklarına da sebep olabilecektir. Basit bir örnek verecek olursak, bir otomobil motoru sistemler bütünüdür. Bu sistemin, içerisine ufacık bir çakıl taşı atıldığında motor patlayabilecektir ve işlevini yitirecektir. Öte yandan, Humberto’nun ortaya koymuş olduğu “Sistem Teorisi” bizlere göstermektedir ki; Dünya bir sistemler bütünüdür. Bu sistemin en önemli noktası ise, ufacık bir insan müdahalesi ile bozulabildiğidir. Bu açıdan uzay araştırmaları ve deprem ilişkisi de araştırılmalıdır. Araştırılmadan kestirip atılmamalıdır. En azından toplumumuz en doğru bilgileri öğrenmeyi hak etmektedir.
Ekleme Tarihi: 19 Şubat 2023 - Pazar

Komplo Teorileri, Bilimin Temelini Oluşturur.

Ülkemizde yaşanan durumlarla ilgili bilim çevresinin yaptığı çok büyük bir hataya değinmek istiyorum. Hemen hemen her izlediğimiz bilim insanından, “o bir komplo teorisi, üzerine konuşulmaması gereklidir.” tarzında söylemler duymaktayız. Peki, sormak istiyorum; Pisagor, dünyanın yuvarlak olduğunu söyledi. O dönemde Pisagor’un bu söylemi de bir komplo teorisi olarak değerlendirilmedi mi?  Kendi tarihimize dönelim, Piri Reis’in ortaya koymuş olduğu dünya haritası da, yine keşfedilmeyen yerleri ortaya koyduğu için komplo teorisi olarak değerlendirilmedi mi? Bu yüzdendir ki, komplo teorileri bilimin temelini oluşturur.

Avrupa ve Amerika’da Ortaya Atılan Her Teori Araştırılmaktadır.

Ortaya atılan her teori, Avrupa ve Amerika’da araştırılmaktadır. Çünkü bilimin temeli, araştırmaktan geçmektedir. Araştırma olmadan bir konuyu, “komplo teorisi” deyip kestirip atmak, bilim ile açıklanamaz bir tutumdur. Dolayısıyla, en ufak bir söylemden oluşan bir olgu dahi araştırıp, bilimsel sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Aksi halde “komplo teorisi” olarak nitelendirilen, gerçek adı “bilimsel gürültü” olan bilgiler, gerçek bilimin yerine geçecektir.

Depremlerin Uzay Çalışmaları İle İlişkisi Araştırılmalıdır.

Yaşadığımız büyük felaketin ardından birçok kesim, “depremlerin uzay araştırmaları ile tetiklendiği” görüşüne sahip. Son yüzyıl içesinde ülkemizde yaşanan büyük depremlere ve paralelinde gerçekleştirilen uzay çalışmaları baz alındığında, bu durumun haklı bir gerekçe ile ortaya atıldığı gözlemlenmektedir. Bilim insanlarımızın ise bu görüşler için, “komplo teorisi” tanımlaması yaparak, konuyu kestirip attığı anlaşılmaktadır. Ancak, verdiğimiz örneklerde de gördüğümüz gibi bu konunun, araştırılması ve bilimsel veriler ile açıklanması gerektiği kanısındayım. Fay kırıklarının oluşmasının nedeni anakaranın hareketlerinden kaynaklanmaktadır. Anakaranın hareketi ise dünyanın dönmesi ile enerjisini almaktadır. Tüm gezegenlerin güneş etrafında sistemli bir şekilde döndüğünü düşündüğümüzde, bu sistemi bozacak ufacık bir dışardan etmenin, dünyanın dönüşünü etkileyebileceği gibi fay kırıklarına da sebep olabilecektir. Basit bir örnek verecek olursak, bir otomobil motoru sistemler bütünüdür. Bu sistemin, içerisine ufacık bir çakıl taşı atıldığında motor patlayabilecektir ve işlevini yitirecektir. Öte yandan, Humberto’nun ortaya koymuş olduğu “Sistem Teorisi” bizlere göstermektedir ki; Dünya bir sistemler bütünüdür. Bu sistemin en önemli noktası ise, ufacık bir insan müdahalesi ile bozulabildiğidir. Bu açıdan uzay araştırmaları ve deprem ilişkisi de araştırılmalıdır. Araştırılmadan kestirip atılmamalıdır. En azından toplumumuz en doğru bilgileri öğrenmeyi hak etmektedir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.